Nature Communications da tespit edilen ve evrimagaci.org da paylaşılan bir makalede kedilerin her yıl 12 milyar hayvanı öldürdüğü tespit edilmiştir.
İşte o makalenin tamamı:
Nature Communications dergisinde yayınlanan ve Smithsonian Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, sokak kedilerinin biyoçeşitliliğe yaptığı zarar sanılandan fazla olabilir. Evcil kediler herhangi bir sorun yaratmasa da, sokaktaki başıboş kediler biyoçeşitliliği sanılandan çok daha ciddi biçimde tehdit ediyor. Daha önceden yapılan bir araştırmada, sadece Amerika Birleşik Devletleri sınırları dahilinde yaşayan kedilerin, her sene 1.4-3.7 milyar civarında kuşun, 6.9-20.7 milyar civarında farenin ve diğer memelinin ölümünden sorumlu olduğu anlaşılmıştı. Nature Communications dergisindeki araştırmaya göreyse, Kuzey Amerika ve Avrupa’da yaşayan her bir kedi yılda 30-47 kuş ve 177-299 küçük memeli (sivrifare, sıçan, tarlafaresi, sincap, vb.) öldürüyor.

Özellikle adalar gibi kapalı alanlara salınan sokak kedilerinin, adadaki biyoçeşitliliği yok edecek düzeyde zarar verebildiği ve bazı türlerin soyunun tamamının tükenmesine neden olabileceği de raporda yer alıyor. Aynı raporda, evcil kedilerin neredeyse hiçbirinin bu zararı veremediğini, sadece sokakta yaşayan kedilerin buna neden olduğu belirtilmiştir. Buna karşılık, kedi severler de bir açıklama yaparak, bulguların kuş çeşitliliğindeki azalma için bir kılıf olarak gösterildiği, kuşların ve diğer nice hayvanın katlinin asıl sorumlusunun insan yapımı ürünler ve insanın ta kendisi olduğunu söylediler.
Hayvanseverler ile bilim insanları arasındaki bu tartışmadan rahatsız olan Amerikan Kuş Koruma Vakfı başkanı George Fenwick, şunları söyledi:
Bu durum, kediler kuşlara karşı savaş veriyor gibi lanse edilmemelidir. Bu, kaçak ve işgalci kedilerin kuşlar üzerindeki etkisine yönelik bir araştırmadır. Kediler, çok fazla sayıda kuşun ölümüne neden olmaktadır ve bu araştırma da bunu gösteriyor. İnsanlar, sokak kedilerinin kendilerine ve etrafa hiç zarar vermeden yaşayabileceklerini sanıyorlar. Bu araştırma, bu inançlarımızın geçersizliğini gösteriyor.
Ev kedileri (Felis domesticus), son 10.000 yıl içerisinde, yapay seçilim ile vahşi doğadan koparılarak insanın istekleri yönünde evrimleştirilmiş bir türdür. Son dönemlerde insanların evcil kedilere yönelik yaklaşımının onları yeni bir evrimsel yolağa itelediğini gösteren raporlar bulunmaktadır.
Günümüzde, evcilleştirilmiş bu hayvanların doğaya geri salımlarının, ilk etapta her ne kadar “özgürlükçü” bir yaklaşım olduğu düşünülse de, durum bundan biraz farklıdır. Çünkü bu kadar uzun zaman dilimlerinde, özenle evrimleştirilen türlerin umursamaz bir şekilde doğaya geri salımları, tür dengelerini alt üst edebilecektir. Bu sebeple, kedilerin evrimine neden olan insana, “Bu doğal bir süreç sonuçta…” diyerek kenara çekilmekten daha büyük sorumluluklar düşmektedir.
İnsan, kendisinin doğaya verdiği geri döndürülemez ve ölümcül zararlar yetmiyormuş gibi, kendi sınırsız üremesi, çoğalması, yayılması, baskılaması yetmiyormuş gibi, hoşuna giden, işine gelen, işine yarayan evcil hayvanları da sınırsız olarak üretmekte, çoğaltmakta ve doğaya salmaktadır. Bu evcil hayvanlar tamamen suçsuz olsalar da, bu üremeye ve yayılmaya destek olan insan türü tamamen suçludur.
Bu sebeple çözüm, var olan hayvanları öldürmek gibi insanlık dışı çözümlere başvurmak değil; var olan evcil hayvanların kontrolsüz üremesine engel olmaktır. Zira onları besleyip, diğer vahşi hayvanları beslemeyerek doğanın dengesine zaten darbe vurmuş olmaktayız. Bu darbe öyle büyük boyuta erişebilir ki, Avustralya gibi bazı hükümetler, endemik türlerini başıboş kedilere karşı korumak için çok daha üzücü hamlelere başvurmak zorunda kalmaktadır.
Eğer ki hayvanları evcilleştirmekten vazgeçmeyeceksek, onların üremelerinin sıkı kontrolünden bizzat sorumluyuz demektir.
https://evrimagaci.org/sokak-kedileri-her-yil-yaklasik-12-milyar-hayvani-olduruyor-949
Kedilerden bulaşan 10 hastalık
Kediler bize çeşitli şekillerde fayda sağlasa da, aynı zamanda bizi hasta etme kabiliyetine de sahiptirler. KediLERDEN bulaşabilecek hastalıkları henüz bilmiyorsanız sizler için araştırıp bir araya getirmiş olduğumuz bilgilere göz atabilirsiniz.

– Kurtlanma
Semptomlar : Mide bulantısı, kusma, ishal, iştah kaybı, kilo kaybı
Kediler genellikle yuvarlak solucanlar ve kancalı kurtlar da dahil olmak üzere bağırsak parazitlerini taşır. Bu parazitler genellikle dışarıda olan hayvanlarda ve yavrularda bulunur. Bu yüzden evcil hayvanınıza iyi bir hijyen uygulamanız gerekir.
-Saçkıran
Semptomlar: Kaşıntılı, kuru, pullu veya kabuklu; kırmızı döküntüler
Bir evcil hayvanın dokunduğu yüzeylere temas ettikten sonra sizde bir cilt kaşınması olduysa çok geçmeden önlem almanız gerekir. Saçkıran bildiğimiz üzere bulaşıcı bir hastalıktır. Kızarıklık, görünüşüne göre değişir. Size veya evcil hayvanınıza saçkıran teşhisi konulduysa, yayılmasını önlemek için bulaşabilecek her şeyi temizlemeniz gerekir.
– Kedi çiziği
Semptomlar: Isırık veya çizik, şişmiş lenf, ateş, baş ağrısı, boğaz kasları ve eklem bölgesinde şişlik veya kabarma, halsizlik, iştah kaybı
Kedi çizikleri fazlaca ağrılı olabilir. Aynı zamanda bakteriyi de beraberinde getirir. Cornell Koleji Veteriner Kliniğine göre “Bu bakteriyel enfeksiyon genellikle kediden insana çiziklerle bulaşır, ancak ısırık yaraları yoluyla da bulaşabilir.”
-Giardiyaz
Semptomlar : İshal veya yağlı görünümlü dışkı, karın krampları, mide bulantısı, kusma
Kediler bu paraziti dışkılarından geçirebilirler. Aslında, Oregon Veteriner Hekimler Birliği’ne göre giardiyaz, Kuzey Amerika’daki bakteriyel olmayan ishalin en sık görülen nedenidir. Semptomlar bir ila iki hafta sürebilir ve tedaviye iyi yanıt verebilir.
-Toksoplazmoz
Semptomlar: Kas ağrıları, ateş, baş ağrısı, konfüzyon, nöbetler, kusma, ishal
Çoğu kedi sahibi muhtemelen toksoplazmozdan haberdardır. Genelde kedilerin dışkısından geçen bu parazit, dışarıda yemek yemenin bir sonucu olarak görülür. Ayrıca, kediler genellikle belirtilerini göstermezler, bu yüzden risk altında olduğunuzu bilmiyor olabilirsiniz. Bu nedenle temizlik yine en etkili yöntemdir.
-Leptospirosi
Semptomlar : Ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, ishal, mide bulantısı ve kusma gibi grip benzerinde
Leptospirosis, su veya idrar yoluyla bulaşan potansiyel olarak ciddi bir bakteriyel enfeksiyondur. Kediler kirli su içtikleri zaman bu hastalığa yakalanmaları çok olası bir durumdur. Ayrıca hastalığa sahip olan farklı bir hayvandan da bulaşabilir.
– Pasteurella
Semptomlar: Şişlik, kızarıklık, ağrı, cildin sıcaklığı
Pasteurella, kedilerin üst solunum yollarında yaygın olarak bulunan bakterilerdir. Araştırmalara göre bu enfeksiyon çizikler veya ısırıklar yoluyla bulaşabilir. Genellikle lokal bir deri enfeksiyonu olarak ortaya çıkar ve antibiyotiklerle temizlenebilir.
– Salmonellez
Semptomlar : Ishal, ateş, mide ağrısı
Salmonelloz da kedilerin dışkısından insanlara geçebilir. Kediler özellikle çiğ et yiyorsa ortamdan ve yedikleri etten bu paraziti alırlar. Bu enfeksiyon şiddetli tıbbi bir yardım ister.
– Uyuz
Semptomlar: Yoğun kaşıntı, döküntü, etkilenen bölgede kabuklanma, saç dökülmesi
Uyuz, kedilerde neden olduğu yaygın bir deri hastalığıdır. Bulaşıcı özellik taşıyan akarlar, cildin altına girerek kaşınmaya ve tahrişe neden olur. Tedavisi hem evcil hayvanlar hem de insanlar için birkaç hafta sürebilir.
– Kuduz
Semptomlar: Korku, saldırganlık, aşırı tükürük salgılama, dengesizlik, nöbetler, felç
Bu hastalık, dünya çapında yılda yaklaşık 59.000 insanı öldürüyor. Virüs, hayvanın tükürüğünden, tipik olarak bir ısırık yoluyla bulaşır. Ve hastalığın görünür işaretleri belirdiğinde, genellikle ölümcül olur.
Neyse ki, kuduz aşısı oldukça etkilidir, ancak vahşi hayvanlar konusunda dikkatli davranmak ve evcil hayvanlarınızı her zaman açık havada izlemek en iyisidir.
-Amerikan Veteriner Hekimliği Derneği, evcil hayvanınızın sizi hasta etmesini önlemek için bazı basit ipuçları sunmaktadır;
-Hayvan atıklarının evinizden bulunmasına izin vermeyin.
-Özellikle bir şey yemeden önce, evcil hayvanınıza veya eşyalarına dokunduktan sonra ellerinizi yıkayın.
-Tabii ki, evcil hayvanınızı herhangi bir hastalığın ilk belirtisinde veterinere götürün, böylece gelecek yıllar boyunca mutlu ve sağlıklı arkadaşınız olmaya devam edebilirler.
Sokak Hayvanlarına Dikkat Edin!
Kayseri’de iki lise öğrencisine sokak hayvanları saldırdı ve saldırıya uğrayanlardan Mehmet Özer hayatını kaybetti. Onların cenazesine hiçbir hayvansever katılmadı. Hiçbiri arkalarından ağıt yakmadı. Hiçbiri ailelerine taziye mesajı göndermedi. Hiçbiri onları anmadı! Gündeme bile düşmedi. Haberlere bile konu olmadılar. Hatta bu olayı çocuk hak etmiştir diyen hayvanseverler bile çıktı. Lakin tam tersi bir olay olsaydı hayvanseverler ortalığı yakardı. İşte ülkemizin geldiği nokta budur.

İşin en kötü yanı ise hayvanseverler tarafından bu haberi yapan medya kuruluşlarına linç kapmanyaları düzenlediler. Bir Türk köpeklerin saldırısı sonucu ölüyor ama bunun haberini yapmak bile suç oldu ülkede! Onlara göre bir Türk’ün ölümü önemli değil. Güya bu haberleri yapmak hayvan düşmanlığı imiş. Dünyada hayvan sıfatına layık olan tek canlılar kediler ve köpekler mi? Bu haberi paylaşmanın hayvan düşmanlığı ile ne alakası var? Durumun vahametini görüyor musunuz? Hayvanları resmen put yaptılar başımıza. Allah niyetine tapıyorlar. Antik Mısır Dini Türkiye’de canlandı! Kedi köpek görünümlü ilahlara tapıyorlar…

Bu insanlar ailelerini huzur evine kapatıp evinde kedi köpek besleyen tipler. Bir asker şehit olduğunda umurlarında dahi olmayan tipler. Bunlar için askerimizin polisimizin ölmesi önemli değil. Sokakta geçen normal bir vatandaşın köpekler tarafından yaralanması önemli değil. Bunlara göre önemli olan tek şey sokaktaki köpekler.
İnsanlar hayvanların doğasını bozdu. Eskiden bu hayvanlar bu şekilde insanlara saldırmazdı. Lakin hayvanlara hazır verilen hazır gıdalar sokak köpeklerini ve kedilerini adeta bambaşka bir canlıya çevirdi. Çabuk hastalık kapıyorlar ve insanlara saldırıyorlar. Eskiden bu hayvanlar insanların sokaklara bıraktığı hazır ve yapay gıdalar ile beslenmez, efendice kuşunu faresini böceğini avlar ve karnını doyururdu. Bir düzen vardı. Ancak insanlar bu düzeni İnstagrama ve facebook a fotoğraf atmak uğruna bozdular. Kedilerle köpeklerle internet aleminde şaklabanlık yapıyorlar. Kediler hazır gıdalar yüzünden çeşitlik hastalıklara daha çabuk yakalanmaya ve insanlara bulaştırmaya başladılar. Kediler yüzünden gözlerini kaybeden insanların sayısı iyice çoğalıyor.

İşin diğer yanı ise bu kedilerden gelme paraziti paylaşmak bile hayvanseverlerin gözünde hayvan düşmanlığı imiş ve bu haberler paylaşılmamalıymış. Şuraya bakın. Birde bu insanlar genelde kendini demokrat, özgürlükçü, fikir hürriyetinden yana olarak tanıtır. Bu nasıl hürriyet? İnsanlar istediğini paylaşamaz mı?
Bugün biri çıkıp, ben yılan sevmiyorum ya da sokakta yılan istemiyorum derse linç edilmez. Ben ejderha sevmiyorum derse linç edilmez. Ben İguana sevmiyorum derse linç edilmez. Lakin ne hikmetse kedi sevmiyoruz veyahut kedi istemiyoruz derseniz linç edilirsiniz. İşte Türkiye’de kendine hayvanseverim diyenlerin zekası. Bir kişi isterse babasını da sevmez. Size mi soracak ulan kimi sevip sevmediğini? Bu nasıl demokrasi nasıl hürriyet? Herkes sizin gibi düşünmeye mecbur mu? Avrupa Avrupa diye kafa ütülersiniz ancak Avrupa’da kedi köpeklerin uyutulduğunu bilmezsiniz. İşinize gelince hep Avrupayı örnek alırsınız.

Şu bir gerçek ki kedi besleyenlerin çoğu ruhsal problemleri olan, zamanında ailesinden sevgi görmemiş, sevgilisi veya eşi tarafından aldatılmış, ezik karakterli ve ilgi arayan evlad-ı zaniyelerden oluşmaktadır. Sosyal medyaya fotoğraf atıp ilgi çekmek için hem kendilerini rezil ediyorlar hem de hayvanları oyuncak yaptılar. Görsele iyi bakın. Orada yaşlı adamlar ve hamile kadınlar varken kediye yer vermişler. Kedi değil sanki cihan imparatoru. Şimdi bu kedi mi Türk ırkına fayda sağlayacak yoksa orada ayakta duran hamile kadından çıkan çocuk mu? Belki o hamile kadından çıkan çocuk ileri de Türk ırkı için büyük uzay gemileri inşa edecek. Ancak o hamile kadına yer verilmediği için sallanan toplu taşıma da dengesini kaybederek yere düşecek ve annen karnındaki çocuk çarpmanın etkisi ile gerizekalı doğacak. Neden? Kediye gösterilen saygı hamile kadına gösterilmediği için. Başa geldiğimiz de yapacağımız ilk işlerden biri sokak hayvanlarını yaşam alanlarımızdan arındırmaktır. Bizim gazilerimize ve hamile bacılarımıza gösterilmeyen saygı bir sokak kedisine gösteriliyor. Kepazeliğe bakın. Ülke resmen Kedi Cumhuriyeti’ne döndü. Bizim kediyle köpekle derdimiz hiçbir zaman olmadı ama artık bu kendine hayvanseverim diyenler iyice bardağı taşırdı. Bunlar hayvansever falan da değildir. Hayvansever olan tüm hayvanları sever. Hayvanları sevmek demek de hayvanla fotoğraf çekilerek bunları sosyal medyaya servis etmek demek değildir.
Kedilerine Bakıp Bebeğine Bakmayan Annenin Bebeği ÖLDÜ

Kadıköy’de doğurduğu bebeğiyle ilgilenmeyip günlerce odada bekleterek ölümüne neden olduğu iddiasıyla tutuklanan anne, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hakim karşısına çıktı. Sanık, “Hayvansever bir insanım. Kedilerime gayet iyi bakıyorum. Hamile olduğumu anlamadım. Bu nedenle doktora gitmedim” diyerek kendini savundu. Duruşmada tanık olarak dinlenen komşusunun anlattıkları ise kan dondurdu. Kadıköy’de yaşayan 28 yaşındaki F.D. isimli kadın iddiaya göre, evlilik dışı ilişkisinden hamile kaldı. Genç kadın çevresindekilerden hamile olduğunu gizledi. Karnının büyümesini ‘kilo aldım’ diyerek açıklayan kadın, ‘hamile misin’ sorularına da ‘kist ameliyatı olduğum için çocuk sahibi olamıyorum’ dedi. Israrla hastaneye gitmeyen F.D.’yi, halsiz düşmesi üzerine komşusu hastaneye götürdü. Yapılan muayene sonucunda çocuk doğurduğu tespit edildi ancak kadın bu durumu yine kabul etmedi. Gerçek ise komşusunun evine gitmesiyle ortaya çıktı.
Kadın evde temizlik yaptığı sırada temizlik kovası içinde havluya sarılı bebek cesedi buldu.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında alınan rapora göre, ceset çürüdüğü için değerlendirme yapılamadığından bebeğin kesin ölüm sebebi tespit edilemedi. Günlerce ölen bebeğiyle birlikte yaşamış Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından F.D. hakkında “yeni doğmuş bebeğini kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Hazırlanan iddianamede, bebeğin canlı doğduğu ancak kadının doğurduğu bebeğe ilgi göstermeyerek, 5-6 gün yatak odasında bekleterek ölmesine ve çürümesine neden olduğu, sonra da su dolu kovaya koyarak üstünü havluyla kapattığı anlatıldı. İfadesinde hamile olmadığını ve olayı hatırlamadığını söyleyen F.D., çıkarıldığı mahkemece 11 Ekim 2018 tarihinde tutuklandı.
Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya, tutuklu sanık F.D. cezaevinden getirilirken avukatı da salonda hazır bulundu.

“Hamile olduğumu anlamadım” Duruşmada savunma yapan sanık, kapı komşusu olan L.D.’yi 5 yıldır tanıdığını söyleyerek, “Bel ağrılarım artınca komşumun kapısını çaldım, o da ‘bekle geliyorum’ dedi, evime geldi. Kanamam birden bire başlayınca ‘Sen doğum yapıyorsun. Sakin ol, ben senin yanındayım, hiç kimseye ihtiyacımız yok’ dedi. Sonrasında hiçbir şey hatırlamıyorum. O ana kadar hamile olduğumu anlamadım, hastanede ameliyattan çıkınca kendime geldim. Çocuğun da ne olduğunu bilmiyorum. Bilincim yerinde olmadığı için, evime tek giren kişi L.D. olduğu için onun bunu yapmış olabileceğini düşünüyorum. Herhangi bir suça karışmadım” Tahliyemi ve beraatimi talep ederim” dedi. “’Yatak odama girme, kimseyi de sokma’ dedi” Sanığın komşusu ise duruşmada tanık olarak dinlendi. L.D. beyanında, olay gününe kadar her gün doktora götürmek istediğini ancak sanığın kabul etmediğini söyleyerek, “Zayıf olduğu için göbeği çok büyümedi. Bazen aramızda şakalaşıyorduk, ‘seninki kaç aylık’ diye. Ciddi olarak kendisine ‘hamile misin’ diye sormadım. O dönem içinde çok kötüleşmeye başladı. Sanki vücudunda hiç kan yokmuş gibiydi. Kendisini sonunda hastaneye gitmeye ikna ettim. İlk muayenesini yapan doktor sanığa, ‘düşük mü yaptın, doğum mu?’ yaptın diye sordu. Sanık da, ‘Hayır öyle bir şey olmadı’ dedi. Sanığı kadın doğum bölümüne çıkardılar. Sedyeyle ameliyata götürürken bana döndü, “Kedilerime iyi bak, yatak odama girme, kimseyi de sokma” dedi ve ameliyata girdi” şeklinde konuştu.
“Ciddi bir koku vardı, havluyu kaldırdığımda bebek gördüm” Kedilere mama vermek için sanığın evine gittiğini söyleyen komşusu, “Eve girdiğimde her yer kirliydi, uzun süredir kedilerle ilgilenilmemiş gibiydi, temizledim. Evde ciddi bir koku vardı. Yatak odasının camını açmak için odaya girdim. Gardırobun önünde örtüyle kapatılmış kova gördüm, içinde ıslak bir havlu vardı. Havluyu tutarak suyunu süzmeye başladım, elime sert bir şey geldi. Havluyu ucundan tutup havaya doğru kaldırdığımda bebeğin belinden yukarısını gördüm. Önce oyuncak sandım. Bebeğin boyundan yukarısı mosmordu. Bıraktım, eve gittim, elim ayağım titredi. Karakolu arayıp durumu haber verdim” dedi.
Sanıktan skandal savunma: “Hayvansever bir insanım” Bunun üzerine söz alarak cani bir insan olmadığını söyleyen sanık F.D., “Ben yıllarca hayvan hakları savunuculuğu yaptım. Hayvansever bir insanım. Evde 4 tane kedim var. Kedilerime gayet iyi bakıyorum. Hamile olduğumu anlamadım. Bu nedenle doktora gitmedim” dedi. Ceza ehliyeti tespit edilecek Mahkeme ara kararında, sanığın Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi’ne sevk edilerek gözlem altına alınmasına ve işlediği suç nedeniyle ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde rapor düzenlenmesine karar verdi. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi gördüğü belirtilen sanığın tıbbi evraklarının istenmesine hükmeden mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.