
“Marx’ı, her zaman çok samimi olmasa bile, son derece ciddi bir devrimci ve kitlelerin iyiliğini gerçekten isteyen biri olarak görüyorum; öyle olunca da kendi kendime soruyorum: Nasıl oluyor da, böyle bir adam, ister bireysel ister kolektif olsun, evrensel bir diktatörlüğün, şu ya da bu ölçüde dünya devriminin baş mühendisliğini -tüm ülkelerdeki yığınların ayaklanma hareketlerini, bir makineyi yönetir gibi sevk ve idare eden bir mühendilslik- üstlenecek bir diktatörlüğün kurulmasının devrimi öldürmeye, tüm halk hareketlerini felç edip yolundan saptırmaya yeteceğini göremiyor?”
Mihail Aleksandroviç Bakunin, Tanrı ve Devlet, Öteki yayınevi, s. 129