Güneş Merkezli Kurama Destek: Johannes Kepler

Kopernik’ten sonra Güneş merkezli kuramı açık bir şekilde destekleyen ilk gökbilimci Alman matematik dehası Johannes Kepler oldu. Kendini dine adamış bir Hristiyan olan Kepler, Tanrı’nın geometrik bir plan kullanarak evreni yarattığını ve Tanrı’nın planı anlayabilirse yaratıcısına yaklaşacağını düşünüyordu. Öklit’in geometrisini kullanarak bilinen her gezegenin yörüngesi için bir model geliştirdi ve tüm gezegenlerin etrafında döndüğü noktanın Güneş olduğunu anladı.

Güneş’in merkez olduğu ve diğer gezegenlerin hareketlerini kontrol ettiği sonucuna vardı. Modeli ‹’Baba Tanrı, büyük ve güçlü Güneşi gibi yaradılışın merkezinde durur.’› görüşünü yansıtıyordu, aynı zamanda Güneş merkezli kurama da uyuyordu. Ardından Mars’ın dengesiz yörüngesini (gezegenle ilgili bilgilere erişimi vardı) anlamak için yıllarını harcadı ve bu duruma ‹”Mars Savaşım”› adını verdi.

Daha sonra bu varsayımının yanlış olduğunu anladı. Bu kavrayışı için ‹”Sanki uykudan uyanıp yeni bir ışığın üzerime doğduğunu gördüm.”› cümlesini kullandı. Bilinen gezegenlerin Güneş etrafında izlediği yollar Kopernik’in modelindeki gibi kusursuz daireler değil, Güneş’in merkezde olduğu oval biçimli elipsler şeklindeydi. Bir gezegenin Güneş’e en yakın olduğu zaman en hızlı hareket ettiği, Güneş’ten en uzak olduğu zaman ise ise en yavaş hareket ettiği zamanlardı. Yine de Güneş’in merkezinden bir gezegenin merkezine doğru çizilen hayali bir çizgi, eşit zaman aralıklarında eşit uzay alanını kaplıyordu.

Bu, Kepler’in ikinci gezegen hareketleri yasası haline geldi ve bir gezegenin yörüngesindeki herhangi bir noktada hangi hızda hareket ettiğini saptamak için kullanılabiliyordu. Kepler’in İkinci Yasası: Gezegeni Güneş’le birleştiren çizgi, eşit zaman aralıklarında eşit uzay alanını kaplıyor. Kepler’in üçüncü yasasında bir gezegenin Güneş’e olan uzaklığını hesaplamak için geometri ve gezegenin yörüngesindeki dönüş süresinin bilgisi kullanılıyordu. Kepler’in gezegen hareketleriyle ilgili yasaları, evrenbilimde iki bin yıldan fazla bir süredir egemen olan göksel daireler inancını yenmeye yardımcı oldu. Seksen yıl sonra Isaac Newton, Kepler’in kuramları için matematiksel açıklamalar üretecek ve bunları evrensel yerçekimiyle ilgili çalışmasını oluşturmak için kullanacaktı.

Kepler, Güneş sisteminin işleyişini kavrayışımızın temelini oluşturuyordu ve bize pratik yasalar bıraktı. Bu yasaları, örneğin yapay uyduların (Kepler’in kullanıma soktuğu bir sözcük) ve uzay araçlarının yörüngelerini hesaplamak için kullanabiliyoruz. Gökbilimciler, Güneş sisteminin kullanışlı bir modeli olmasına rağmen Güneş merkezli kuramın tam olarak doğru olmadığını anlamaya başladı; çünkü Güneş evrenin değil, yalnızca bazı yıldızın konumundadır.

Kaynak: Bir Nefeste Büyük Bilim İnsanları, sayfa: 33-34

Bir Cevap Yazın