Albert Camus Sözleri

Yazar, Okunmak İçin Yazar. Tolstoy ölmek üzereyken havaya yazıyordu. Montherlant’a göre, bütün gerçek sanatkarlar dostsuz bir hayat düşler.

Ben Kalemimle Düşünüyorum…

Sonuç olarak, buz gibiyim ve küçümsemeyi gerçekten aktarmak için çok fazla küçümseyici, dinlerken de öfkelendiren, tam anlamıyla buz gibi bir üslup edindim. Bir an gerçek bir güven hissetseydim, gülebilirdim ve her şey yoluna girerdi.

Mesleğim ve yeteneğim hakkında duyduğum korku.

Özellikle yazı ile kimseye sataşılmayacak… Yaratım, Eleştiri ve polemik tamamen yok edilecek. Bundan böyle, tek ve değişmez kesinlik. Onların hepsini anla. Onların yalnızca birkaçını sev ve hayranlık duy.

Doğal olarak yazılacak, doğal olarak yayınlanacak ve doğal olarak bütün bunların bedeli ödenecek.

Yaratıcı olarak, ölümün kendisine hayat verdim. Ölmeden önce yaptığım şey bu.

Hayatıma, bu yaratım çabasından başka bir gerekçe bulamadım. Geriye kalanın neredeyse hepsini boşa harcadım. Ve eğer bu yaratım çabası beni kanıtlamazsa, hayatım bağışlanmayı hak etmeyecek.

Benim uğraşın kitaplarımı yazmak, insanlarım ve halkım tehdit edildiğinde savaşmaktır. Hepsi bu.

Felsefe, Utanmazlığın Çağdaş Biçimidir…

Bir düşünür, kendisine kesin görünse bile, vardığı sonuçları açıklamayı geciktirerek gelişir.

İki yaygın yanlış: Var oluş mu ruhun önünde gider, ruh mu var oluşun önündedir?

İkisi de ilerleyip gelişir ve aynı adımda yükselirler.

Hiçbir şeyi aşırılığa götürmedi, ne kutsalı, ne aklı. Çünkü hiçbir şeyi inkar etmedi, ne kutsalı, ne aklı. Gölge ile ışık arasında bir denge kurmak suretiyle her şeyin hakkını verdi.

Gerçek Aşk, Bir İstisnadır…

En büyük mutsuzluk sevilmemiş olmak değil, sevmemektir.

Hızır, sükunet içinde sevmek olabilirdi. Ama şuur var, insanlık var, konuşmak gerekiyor. Sevmek cehenneme dönüşüyor.

Bizler, kendimize rağmen, hep sevilmeyi istediğimiz için, açıkça yüklenebildiğimiz tek aşk, Tanrı aşkıdır.

Bizim için kim tanıklık edecek? Yapıtlarımız.Heyhat!O zaman kim? Hiç kimse, yüreğin kendini tümüyle bir başkasına adadığo bu veriş anını gören dostlarımızdan başka hiç kimse. Yani, bizi sevenler. Ama aşk, sessizliktir. Her insan bilinmez olarak ölür.

İnsanın en zor katlandığı şey, yargılanmaktır. Anneye ya da körü körüne  aşık bir kıza bağlamanın nedeni budur, aptalların aşkının nedeni de budur.

Bugünlerde herkes düzenden söz ediyor. Düzen iyi bir şeydir ve ondan bir hayli yoksun kaldık da ondan.

İlkin bu, bir insanın kendi hayatıyla anlaşmış olması, davranışını doğru bildiğine uydurmuş olması gerekir. Tutkunun düzensizliği içinde benimsediği bir düşünce uğruna ölen devrimci, gerçekte bir düzen adamıdır. Çünkü bütün hayatını doğru bildiği bir ilkeye göre düzenlemiştir. Ama bir adam düşünün ki, ömrü boyunca üç öğün yemeğini yesin, parası güvenilir yerlere yatırılmış olsun ve sokakta kargaşalık oldu mu da, hemen evinde soluğu alsın, işleri böylesine tıkıeında olana bir düzen adamı dedirtemezler. Böyle bir adam sadece korkak ve pinti bir adamdır.

Düşmana yaranan ve işin kolayına kaçan insan bir yerde duramıyor ve bir tavizden öbürüne sürükleniyordu.

Şunu bilmeliyiz ki, her bayağılığa katlanma, her vazgeçme, her kolaya kaçma bize düşman tüfekleri kadar zararlıdır.

Biz, savaştan yine ellerimiz temiz olarak çıkacağız, haksızlığa ve kendimize karşı kazanılmış büyük bir zaferin temizliğiyle.

Bizim savaşımız, ister istemez, zafere ulaşacak, çünkü ilkbaharın inadı var onda.

Albert Camus

Bir Cevap Yazın