“Gûllar, sisciller, küfiblisleri, garkolanlar, ve obururlar – bu yaratıklar nekrofagi olarak sınıflandırılan canavarlardan sadece bir kaç tanesini oluştururlar. Sınıfın ismi biraz yanlış yönlendirebilir, çünkü bu isim bu canavarların sadece cesetlerden beslendiğini düşündürtebilir. Eğer öyle olsaydı insanlar onlardan kurtulmak için witcherları tutmak zorunda kalmazlardı. Gerçekten de çoğu nekrofagi aktif avcıdır ve ana besinleri vahşi hayvanların dışında insanlardır. Bu canavarlar taze ete asla burun kıvırmazlar – her ne kadar çoğu zaman bu “taze” et leş eti olsa da. Hatta öyle ki, bu canavarların bazı türlerinin avlarını gömme ve birkaç gün sonra veya haftalar sonra çürüme gerçekleşmeye başlayınca yeme gibi huyları vardır. Sıcak bir yaz gününde içi dolu bir gûl zulasının kokusu birkaç yüz metre uzaktan bile duyulabilir. Bu, witcherlara gûl yataklarını bulmakta yardımcı olmaktadır.

Yaygın ancak yanlış bir inanış nekrofagilerin yıllar boyunca yamyamlık yapan insanlardan geldiklerini söylemektedir. Gerçekte, onlar Birleşim-sonrası canavarlarıdır ve Kürelerin çarpışması sonucu dünyaya gelenlerdendirler. Böylelikle ekolojik bir mevki sahibi değillerdir ve onları öldürmek doğanın dengesine tehdit oluşturmaz. Bu aynı zaman da demek oluyor ki hiçbir druid onlar için ağıt yakmaz veya yerel lorda gidip ‘Witcherları ve onların katilce zanaatını yasaklayın’ protestosu başlatmaya çalışmazlar.
Herhangi bir nekrofagiyle savaşırken özellikle dikkatli olunmalıdır. En ufak bir yara bile tetanos ve kadaverine yola açabilir. Hatta veba kurbanlarının leşlerini yiyen bu leş yiyiciler kendileri veba gibi bulaşıcı hastalıklara bağışık olsalar da aktif taşıyıcı olabilirler.