Astroloji Nedir? Astroloji Hakkında Bilgiler

Yunanca yıldız anlamına gelen ‘astro’ ve bilgi anlamına gelen ‘logos’ kelimelerinden türemiştir.

Astroloji size gelecekte ne gibi etkiler içerisinde kendinizi hissedebileceğinizden sizi haberdar edebileceğini iddia eder. Eskiden astrologlar gök günlüğü adı verilen ve gökyüzü konumunun gün, ay ve yıl olarak gösteren bir kitap ve ev tabloları kullanarak Yıldız Haritası grafiğini çıkartırlardı.

Yıldız Haritası günümüzde yaygın olarak kabul edilen Batı astrolojisinde İlkbahar Ekinoksu (Nevruz) esas alınarak çıkartılır. Çıkartılan bu haritanın takımyıldızlarıyla bir alakası bulunmamaktadır. 0 Derece Koç burcu ilkbahar ekinoksunun başladığı noktadır. İlkbahar ve sonbahar ekinokslarında günler eşitlenir (12 saat gündüz, 12 saat gece). Bu nokta esas alındıktan sonra 360 Derece 12 eşit parçaya bölünerek burçlar kuşağı ortaya çıkartılır.

Astroloji gökyüzündeki hareketler ile yeryüzündeki olayların, koşulların ve durumların
bağlam ısısını araştıran bir bilim dalıdır. Fizik ve kimya gibi pozitif bilim dallarından çok farklı olmasına rağmen başlı başına teknik bir çalışmadır. Yani çoğu insanın zanettiği gibi sezgileriniz güçlü olduğu için yerinizde oturarak, gözlerinizi kaparıp transa geçerek, vahi gibi astrolojik yorumlarda bulunamazsınız. Astrologlar kahve falı, el falı bakmayı bilmezler. Onlar gökyüzündeki cisimlerin doğal döngülerini, dizilişlerini izleyerek yeryüzündeki fiziksel olaylarla aralarındaki bağları araştırırlar. Örneğin; son günlerde herkesi çok meşgul eden MARDUK: 20 1 2 kitabı asrrolojik bir çalışmaya çok benzemektedir. Mitolojik öykülere, astronom ik verilere ve daha önce dünyaya yakın geçişinde yaşananlara dayanarak bir sonraki düngüsünde de benzer şeylerin yaşanabileceğini düşünmek astrolojik bir çalışmanın ilk adımlarıdır. Ancak astrologlar gerçekte Marduk kitabı kadar bile (belki de doğ ruluğu ispadanacak olan) spekülasyon yapmazlar. Çünkü onlar yörüngeleri, hızları bilimsel olarak hesaplanmış gökcisimlerinin hareketlerini veri olarak kullanırlar. Gerçi varsayımsal bazı gezegenleri ve noktaları kullanan astrologlar da vardır, ancak astrolojinin temel sembolizminde kullanılan gezegenler tamamen güneş sistemimize bağlı, bilinen gezegenlerdir. Astroloji diğer bilim dalları arasında en çok tıp ve psikoloji ile karşılaştırı labilir. Teknik bilgiyi kişisel değerlendirmeler eşliğinde kullanır. Metodolojisini insan koşullarına uygular. Özellikle danışmanlık astrolojisi teknik verileri kullanan diyagnostik (teşhis eden ) bir sanattır. Astrolojinin pozitif Batı biliminden ayrıldığı nokta, herşeyin birbiriyle etkileştiği ni, bağlantılı olduğunu varsayan değişik bir mantık kullanmasıdır. Günümüzde Batı bilimi kesin bir şekilde ölçülebilen ayırımlar ve sınırlar içerir. Astroloji ise biitüncüldiir. Bağlantılar ve karşılıklı ilişkiler ile çalışır. Fen bilimi doğayı kontrol etme arayışındayken, astroloji doğa ile uyumu arar. Astrolojinin bir bireye sağlayabileceği en önemli yarar kişinin kendisini tanımasına rehberlik etmesidir. Doğum haritasının yorumunda, bilinçdışında kalan temalar dahil, kişinin doğasına dair çok sayıda bilgi edinilir. Yetenekleri, izlemesi gereken yol, yaşam dersleri, korkuları, saplantıları, çocukluk koşullanmaları ve tüm bunlarla nasıl başa çıkabileceği astroloji sayesinde netleştirilebilir. Doğanın ritmini ve bunun yeryüzündeki yansımalarını sürekli izleyen astroloji, doğası gereği öngürüyü de içerir. Bir insanın, bir ülkenin veya dünyanın ömründe önemli olayların zamanları gezegen döngüleri sayesinde saptanabilir. Bu döngüleri, gezegenlerin hareketlerini adeta bir saatin akrep ve yelkovanı gibi kullanarak doğada zamanı gelen olaylara veya değişimlere işaret edebilir. Bu, bir doktorun, bir meteoroloğun, bir deprem uzmanının veya bir borsa uzmanının yaptığından farklı bir şey değildir. Daha da ötesi , söz konusu uzmanlar eğer astrologlarla işbirliği yaparlarsa bu öngörülerinde daha isabetli olabilirler, çünkü astrologlar teknikleri ve birikimleri sayesinde en öngörülemez olanı bile saptayabilirler. Astroloji, devamlılığını insan türünün henüz doğadan ayrılmadığı erken dönemlerden itibaren sürdürmüştür. Modern astroloji 4000 yıldan uzun süredir sürekli gözden geçirilen ve güncellenen gözlemler üzerine oturtulmuştur. Günümüzde uygulanan tıp nasıl eski tıp değilse, günümüz astrolojisi de eski Mezopotamya veya Rönesans astrolojisi değildir. Astrolojiye psikoloji, jeoloji ve ekoloji gibi birçok diğer dallardan eklemeler yapılmıştır. Yine de, eski zamanlarda olduğu gibi, günümüzde de, astroloji değerini kanıtlamaya devam etmektedir.

Türkler de Astroloji

Osmanlı dönemi klasik eserlerinden 1427’de yazılmış Murad-name, 51 maddede dönemin kültürel ve sosyal yapısını aktarırken 31. madde astrolojiye ayrılmıştır. Maddede müneccim olmanın niteliklerinden, takvim hesaplamaya, yıldız ve gezegenlerin adlarına ve niteliklerine kadar genel olarak astroloji anlatılmaktadır. Müneccimbaşılık kurumuna erken Osmanlı döneminde rastlanmazken Fatih ve II. Bayezid bu dönemi açan kişiler olarak anılabilir. 17. asrın ikinci yarısından sonra bizzat hekimbaşılık kurumuna bağlanır. Saraydaki nüfuzları, Evliya Çelebi’nin IV. Murad devrindeki bir geçit töreninde müneccimbaşının Anadolu ve Rumeli kazaskerleriyle yan yana gitmesiyle örneklendirilebilir.

Günümüzde astrologlar, Güneş’in, Ay’ın ve gezegenlerin insanın yaşamı üzerinde etkileri olduğunu ve buradan hareketle bir kişinin geleceğinin kestirilebileceğini öne sürerler. Bazı dergi ve gazetelerde, aynı burçta doğan herkes için ortak kehanetlerde bulunan yıldız falları yayımlanır.

Babilliler İÖ 6. yüzyılda gezegenlerin gökyüzündeki hareketini gösteren haritalar yaptılar. Böylece Güneş ve Ay tutulmasının ne zaman olacağını önceden kestirebiliyorlardı. Astroloji Babil’den Eski Yunanistan’a, oradan da Mısır’a ve Hindistan’a geçti. Daha sonra bütün Asya ve Avrupa’ya yayıldı. İS 1066’da gökyüzünde parlak bir kuyrukluyıldız görünmüş ve bu alışılmadık olay insanları çok korkutmuştu. Bunu yorumlayan astrologlar yakın gelecekte bir kralın öleceğini ve çok önemli olayların yaşanacağını söylediler. Gerçekten de birkaç ay sonra, Hastings Savaşı’nda İngiltere Kralı Harold öldürülünce pek çok kişi bu kehanetin doğru olduğuna inandı. Oysa bugün Halley olarak adlandırılan bu kuyrukluyıldızın her 76 yılda bir Dünya çevresindeki yörüngesinden geçtiğini biliyoruz. Fakat, bu anlamlı rastlantıya Carl Gustav Jung senkronizasyon teorisine göre anlamlı rastlantılar adını vermektedir.

“Zodyak” sözcüğü “yaşam çemberi” veya “canlı varlıkların çemberi” anlamına gelen
Yunanca bir sözcükten gelmektedir. Zodyak “burçlar kuşağı”dır ve 30 ar derecelik 1 2
burçtan oluşmaktadır. Yaşamı düzenlemek, zamanı ayarlamak için gökyüzünün haritasını çıkartmak çabaları bildiğimiz kadarıyla M.Ö. 2000’den önceki yıllara dayanmaktadır. Babil’de Güneş’in gökyüzünde izlediği yol ilk olarak 3’e bölünmüştür.

Bunlar Anu’nun, Enlil’in ve Ea’nın yollarıdır. Gökyüzünün ilk bölünüşü dekanlara ( 1 0°) ve takımyıldızlara göre yapılmıştır.

Mısırlılar, Babill iler M.Ö.2000’den önce ufak değişikliklerle bunu kullanmışlardır.
Babillilerde 36 önemli yıldız vardır. ( 1 0° x 36). Mısırlılarda gün 36’ya böli.inüyordu,
Yunanlılar bu sayıyı ikiyle çarpmışlar, 72 takımyıldız listelemişlerdir. M.Ö.700 civarında Babilliler 1 8 takımyıldızla zodyak kuşağını kullanmaya başlamışlardır. M.Ö. 5 00’e kadar zodyak takım yıldızları 1 2’e indirilmiştir. Güneş’e göre düşünülen (solar) zodyakın yanısıra Ay’a göre düşünülen (lunar) zodyak da kullanılmıştır (28 bölümden oluşuyor). Araplar, Çinliler ay menzillerini kullanmışlardır. Şimdi de Hint astrolojisinde kullanılmaktadır. Takımyıldızların biçimleri ve boyutlarındaki çeşitlilik nedeniyle zamanı ayarlamak ve gezegenlerin konumlarını hemen saptamak zor olduğu için M.Ö.500-400 arasında İran lı gökbilimciler 1 2 eşit olmayan takımyıldızı 1 2 eşit, 30 derecelik burç olarak düzenlemeye başlamışlar. Bu çalışma da yıldızlara dayanıyor muş, yani sidereal’mış. 1 2 burç 1 2 ayla denkleştirilmiş. Bu sayede Güneş’ in ve gezegenlerin b u burçlara geçişleri önceden bilinebilir hale gelmiş. Takımyıldızlara göre bölünen bu sidereal (yıldız) zodyakın yanısıra mevsimlere göre bölünen tropikal zodyak da kullanılıyormuş. Tropikal zodyak 0° Koç’tan, yani Güneş’in ilkbahar ekinoksunda (2 1 Mart) bulunduğu nokradan başlayan, mevsimlere gore düzenlenmiş bir zodyaktır. Aslına bakarsanız bunlar (sidereal ve tropical zodyak) o dönemlerde aynı nokradalarmış. Son olarak M.S.2 2 1 ‘de çakışmışlar. Ancak presesyon (bahar, 0° Koç, noktasının sidereal zodyakra 72 yılda 1° gerilemesi) nedeniyle ayrılmaya başlamışlar. Şimdi bahar noktası sidereal zodyakta yaklaşık 5° Balık’ta bulunuyor. M.S. l OO’lü yıllarda Prolemy hazırladığı astronomi kitabında (Almagest) ve astroloji
kitabında (Tetrabiblos) tropikal zodyağı kullandığı ve bu kitaplar yüzyıllar boyu gökbiliminde hakim olduğu için özellikle Batı’ da sidereal zodyak ortadan kalkm ış, yerini tropikal zodyak almıştır. Günümüzde astroloji de her iki zodyak da kullanılmaktadır. Sidereal zodyak ağırlıkla Hint astrolojisinde, tropikal zodyak da Batı astrolojisinde rağbet görmektedir. Kişilik analizinde tropikal zodyağın, öngörüde sidereal zodyağın daha sağlıklı olduğunu söyleyen astrologlar vardır. Ancak Batı astrolojisinin öngörüde kullanılan modern teknikleri de oldukça güçlüdür.

Bir Cevap Yazın