Taht Sırası Onda Olan İlk Hristiyan Şehzade

Şehzade Yahya İskender b. III. Murad. Popüler kültürde Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisiyle gün yüzüne çıkmış. Lakin hakkında pek fazla malumatın olmadığı XIV.Osmanlı Padişahı III. Murad Han’ın oğludur. Annesi ise Valide Safiye Sultan’dır. 1585 yılında doğmuştur. Ağabeyi III. Mehmed tahta çıkınca ilk işi içlerinde bebek şehzadeler de dahil 18 şehzadeyi katlettirmiş. Saraydan çıkan küçük tabutları dahi gören halk büyük tepki göstermiştir. Şehzade Yahya ise bu ölüm dalgasından annesi tarafından kaçırılmış. Daha sonra Makedonya bölgesinde bir manastıra bırakılmıştır. Kendisi burada Hristiyan olarak vaftiz edilerek bu din üzerine Hristiyan adetleriyle büyütülmüştür.

Asıl ismi Yahya olmasına rağmen o ata topraklarına döndüğünde halk içinde İskender ismini kullanır. Ağabeyi III. Mehmed’in ölümüyle onun yerine yeğeni 14 yaşındaki I. Ahmed geçer. İskender’in kaderide bu ölüm sonucu değişmiştir artık. I. Ahmed’in tahta geçişiyle Osmanlı taht düzeninde babadan oğula olan düzen artık hanedanın yaşça en büyük olanın geçmesi şeklinde bir sistemle değişikliğe uğramıştır. Bu sistem tarih kitaplarımız da “Ekber ve Erşad” diye geçmektedir. İşte İskender burada devreye girmekte. Kendisinin yaşça en büyük şehzade olduğunu iddia ederek Osmanlı tahtında hak iddia etmiş. Ve ömrünü bu amaç uğruna harcamıştır.

1603 yeni taht değişikliğinden sonra Şehzade Yahya, İstanbul’a gelerek tahtın kendi hakkı olduğunu iddia etmiş. Hanedan ise buna yanaşmayarak tahtın I. Ahmed’e ait olduğunu söylemiş. İskender bu durumda tahta normal yollardan geçemeyeceğini anlamış. Ve bir ayaklanma planlamıştır. Kendi gücünün bu mücadele için kısıtlı olduğunun farkındadır. Bu yüzden Avrupa’da şehir şehir,saray saray gezmiş. Hakkı olan taht için destek bulmaya çalışmış. Bu uğurda Floransa,Roma,Madrid,Krakov,Prag,Antwerp gibi o dönemin devlet merkezleri ve önemli şehirlerini ziyaret etmiş.

1614-1617 yılları arasında Sırp Ortodoks Kilisesi ile birlikte Şar Dağlarında ve Nobırda’da çeşitli ayaklanmalara girişmiş. Bu dönemden sonra ise Kazaklardan destek bularak onların ülkesinde iyi-kötü bir donanma kurarak Karadeniz tarafından İstanbul’a saldırmış. Mevcut Osmanlı donanması karşısında ise ağır bir mağlubiyete uğramıştır. Bu savaştan sonra Avrupa başkentlerinde destek arayışına devam etmiştir. 1643 yılında ise Nobırda’ya geri dönmüş. Bundan altı yıl sonra 1649 yılında Karadağ’da Osmanlı ordusuyla çatıştığı yıllarda hastalanarak vefat etmiştir.

Kayıp Şehzade Yahya İskender gizlenmek amacıyla halk arasında daima sipahi ya da yeniçeri kılığında gezermiş. Şayet tahta kendisi geçseydi. Osmanlı İmparatorluğunu Hristiyan dinine çevireceği şeklinde rivayetler ve iddialar bulunmaktadır.

Şimdi İskender’i incelediğimizde enteresan birçok özellik görmekteyiz. Bunlardan ilki onun bir Hristiyan olması. Osmanlı’da başka Hristiyan şehzadeler elbet vardı. Lakin burada bir başka özelliği daha devreye girmekte. Kendisi birincisi bir Osmanlı padişahının oğlu. İkincisi değişen veraset sisteminde asıl sıranın onda olması. Bir diğer özellik ise bu şehzadenin şehir şehir, saray saray gezip destek araması. Bir başka özelliği ise daha ilgi çekici. O Osmanlı Devletinde taht için isyan eden son isyancı.

Hemen geriye gidip Bayezid-Cem Sultan kapışmasına bakalım. Okul tarih kitaplarımız da hep şu anlatılmıştır. Bayezid,Cem Sultan’ın birleşik bir Haçlı ordusuyla gelmesinden korktuğu için Roma ve Fransa’ya Cem Sultan’ın masrafları adı altında para ödemesi.(Bana göre bir nevi düzenli ödenmiş olan vergi.)

Anlatılır ki Cem Sultan’ın dinini değiştirmek için çok uğraşılmış. Bir Haçlı ordusunun başına geçmesi istenmiş. Cem Sultan ise ülkesine ve İslam alemine zarar vermemek için bu işe yanasmamıştır.

Şimdi tekrar Şehzade Yahya İskender’e dönelim. Bir kendisi bir Hristiyan. İki başta Papa dahil birçok kralla taht hakkı için destek bulmak adına görüşmüş. Yani durum tam bir Haçlı Seferine müsait.

Ama baktığımızda tarihsel sürece bu şehzademiz destek bulamıyor. Aklıma bu sefer şu geliyor ister istemez. Cem Sultan ile alakalı anlatılan bu konu ne kadar gerçek.

Malcolm, Noel, Kosovo : a short history New York, Harper Perennial, 1999 s.122-124
28 Eylül 2008 tarihli Reuters haberi (ingilizce)

Yazan: Mehmet Deniz Khan

Bir Cevap Yazın