Müneccim Başılık ve Ahkam Kesmek

Müneccimbaşılık makamının, Türk Şamanizmi devrinden kalma; Kamanlık/Şamanlık makamının bir bölümü olduğunu daha önceki yazılarımda açıklamıştım. Müneccimbaşılar her yılın takvimini hazırlardı ve bu takvimler iki ayrı takvim şeklinde idi. İlki o yıl gökyüzünde meydana gelecek olaylar. Takvimin asıl kısmı cetveller hâlinde on üç sayfadan oluşurdu. Burada da hicrî ve rûmî takvimin günleri, mevsimler gibi bilgiler yer alırdı. Müneccimbaşılar bu takvimi sadece padişaha sunduklarından, devlet ve padişah hakkında yorumlar bulunurdu; yani herhangi bir kimsenin değil, devletin astrolojisi hakkında bilgiler bulunurdu. Gelecek hakkında iyi ya da kötü, her türlü bilgi bulunabilirdi. Toplum hayatı güneş ve bahar ile ilgili olduğundan, takvim de elbette 21 Mart Nevruz ile başlardı ve 21 Mart’da son bulurdu. Müneccimbaşıların bu takvimde yaptığı yorum ve tavsiyeler, “hükm” kelimesinin çoğul hâli olan; “ahkâm kesmek” ile ifade edilmekteydi. Çünkü Müneccimbaşılar da, gelecek hakkında hüküm veriyordu.17’inci yüzyılda yaşamış olan Müneccimbaşı Hüseyin Efendi 1640’ta yaptığı ahkâm takviminde VI. Murad’ın ve Sultan İbrahim’in öleceğini önceden bildi ve 1650 yılı için çıkardığı takvim Hüseyin Efendi’nin sonu oldu. Yıldızların hareketinde “vefat-ı Mehmed” ifadesinin bulunduğu hükmünü çıkardı ve o sene içerisinde VI. Mehmed’in öleceğini, yerini bir başkasının alacağını söyledi. Hüseyin Efendi’nin şöhreti nedeniyle ona cephe almış kişiler bu kehanetin tutmaması üzerine VI. Mehmed’i etkileyerek Hüseyin Efendi’nin zindana atılmasına neden oldu. Devamında kendi ölüm tarihini de doğru bildi. Müştak Baba’nın ise Ankara Kehaneti şöyleydi: “Güzeller beldesi ve Hacı Bayram’ın memleketi olan Ankara, 1341 yılında başlara tâc olacak ve İstanbul’dan -yani, şiirin yazıldığı zamanın başkentinden- farksız hâle gelecek” yani 1923 ten 100 yıl önce. Geleceği elbette Tanrı bilir ancak, Kamanlar/Şamanlar ya da Müneccimbaşılar da; beklentilerini, hislerini aktarırlardı ve genelde de doğru çıkardı.

Bir Cevap Yazın