Tedarik Zinciri Stratejileri

Tedarik Zinciri Stratejileri

Tedarik zinciri stratejileri sadece yenilikçi olma adına yapılan yeniliklerden daha fazlasını içeren bir yönetim anlayışıdır. Özgün bir tedarik zincirinin oluşturulması, işletmenin diğer stratejilerini de destekler. Tedarik zincirinden daha fazla fayda sağlanabilmesi için beş temel yapılandırma unsurunun dikkate alınması gerekmektedir, bunlar:

• İşletim stratejisi
• Dış kaynaklardan yararlanma stratejisi
• Kanal stratejisi
• Müşteri hizmeti stratejisi
• İşletmenin varlıklarına bağlı strateji

Bu unsurlar ve bunların birlikte nasıl hareket edeceği konusunda işletmenin alacağı karar aynı
zamanda işletmenin tedarik zinciri stratejisini de belirleyecektir.

İşletim Stratejisi

Ürün ve hizmetlerin nasıl üretileceği konusundaki karar işletime ilişkin stratejiyi belirleyecektir. Burada aşağıda belirtilen dört değişik kararın ya da bunların bir bileşkesinin mi kullanılacağının seçimi tüm tedarik zincirini ve yapılacak yatırımı önemli ölçüde etkileyecektir.

Stok için üretim:

Yüksek hacimde satılan, standart ürünler için en iyi stratejidir. Geniş hacimli üretim imalat maliyetlerini düşürür ve stokta bu tarz ürünlerin bulunması müşteri taleplerinin hızlı bir biçimde karşılanması anlamına gelir.

Sipariş için üretim:

Bu strateji daha çok kişiye özel ürünler ya da talep sıklığı düşük ürünler için tercih edilen bir stratejidir. Bu stratejiyi izleyen şirketler kesinleşen müşteri talebine göre üretim yaparlar ve bu strateji çok geniş bir ürün seçeneğinin üretilmesine olanak sağlarken düşük düzeyde stok tutulmasına olanak verir.

Sipariş yapılandırma:

Bu strateji karma bir stratejidir. Ürünler kısmen belirli bir seviyede tamamlanır ve kesin sipariş alındıktan sonra tamamıyla üretimi bitirilir. Bu strateji nihai ürünün pek çok türü olduğunda, işletme düşük düzeyde stok tutma isteği taşıdığında ve daha kısa sürede teslimat gerektiren durumlarda tercih edilen bir stratejidir.

Müşteri isteklerine bağlı üretim:

Bu strateji sipariş temelinde çalışma stratejisi ile benzer pek çok özelliği paylaşır. Karmaşık ürün ve hizmetlerin benzersiz müşteri özelliklerine göre üretildiği endüstri alanlarında kullanılır. Tablo 2.3’de işletime ilişkin strateji türleri ve bu stratejilerin uygulanma zamanları ile yararları gösterilmektedir.

Kanal Stratejisi:

Kanal stratejisi ürün ve hizmetlerin satıcıdan nasıl alınacağı ve son kullanıcıya nasıl ulaştırılacağı ile ilgilidir. Bu tarz kararlar ürün ya da hizmet satışının dolaylı olarak dağıtıcı ya da perakendeciler aracılığı ile ya da doğrudan internet ya da doğrudan satış personeli aracılığı ile yapılıp yapılmayacağı konularını belirlerler. Hedeflenen pazar bölümleri ve coğrafya karar üzerinde etkileyici rol oynar. Kar marjı kullanılacak kanalın yapısına göre değişkenlik göstereceğinden en uygun kanal karması seçilmelidir.

Dış Kaynaklardan Yararlanma Stratejisi

Dış kaynaklardan yararlanma stratejisi kararı, işletmenin mevcut tedarik zinciri becerilerinin ve uzmanlık kapasitesinin analiz edilmesiyle başlar. İşletme dışındaki iş ortakları üç olası avantaj sunabilirler:

Ölçek:

İşletme dışındaki iş ortakları daha fazla kullanım oranına sahip geniş müşteri kitlesi ve düşük birim maliyet avantajına sahip olmaları nedeniyle hizmetleri daha ucuza sağlarlar. Ayrıca bu tarz işletmeler üretim miktarının herhangi bir imalat yatırımı yapılmadan hızlı bir biçimde arttırılmasında işletmelere fayda sağlarlar.

Kapsam:

Yeni pazar ve yeni coğrafyalara açılma isteğinde olan işletmeler için dış kaynaklardan yararlanan işletmeler yeni yerleşim alanlarına erişim olanağı elde ederler.

Teknolojik uzmanlık:

Dış kaynak kullanımı iş ortaklarına işletme içi gelişim ve önemli yatırım harcamaları gerektiren üretim ya da süreç teknolojilerinde uzmanlaşma imkanı sağlayabilir.

Müşteri Hizmet Stratejisi

Müşteri hizmet stratejisi iki temel unsur üzerinde oluşturulur. Bunlar; müşteri hesaplarının hacim ve karlılığı ile müşterilerin gerçekte ne istediklerinin tam olarak anlaşılması konularını kapsar. Bu iki tür bilgi de tedarik zinciri stratejisinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu yaklaşım, şirket yeteneklerinin özelleştirilmesine ve söz konusu yetenekler üzerinde odaklanılmaya yardımcı olacaktır. Bütün müşteriler aynı hizmet düzeyine gereksinim duymamaktadır ancak bu bilgiler hangi müşterilerin daha değerli olduğunun belirlenmesini sağlayacaktır.

İşletme Varlıklarına Dayalı Strateji

Tedarik zincirini biçimlendiren son unsur şirketin varlık portföyüne ilişkin alacağı kararlardır. Fabrikalar, depolar, üretim araç gereçleri ve hizmet merkezleri bu şebekenin kapsamında yer alır. Varlıkların konumları, ölçekleri ve misyonları tedarik zincirinin performansı üzerinde önemli etkiye sahiptir.

Tedarik Zinciri Tasarımı

Tedarik zincirinin mimarisi sistemi kapsayan projelerin yerine getirilmesi için kademeli olarak sunulan kaynakların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu projeler, sistemin müşterilerine sunduğu ürün ve/veya hizmetlere karşılık gelir. Tedarik sistemi statik bir üretim sistemi değildir, ancak belirlenen zaman dilimi içerisinde işletme tarafından üretilen ürün/hizmetlerin sayısı ve hacmi gibi konularla ilgili süreçlerde projeye bağlı olarak genişletilebilen ya da azaltılabilen bir üretim sistemidir. Eğer işletme yeni bir ürünü pazara sürüyor ya da var olan ürüne olan talep artıyorsa firma daha fazla kaynağa ihtiyaç duyacaktır. Diğer taraftan, eğer işletme bir ürünün üretimini durdurur ya da ürüne olan talep azalırsa bu durumda daha az kaynağa ihtiyaç duyacaktır.

İdeal bir tedarik zinciri tasarımı aşağıdaki adımları izlemelidir:

• Tedarik zinciri unsurlarının tanımlanıp analiz edilmesi
• Yerel olarak alınan bir kararın sonuçlarının bazı kısıtlar göz önünde bulundurularak, tedarik zinciri boyunca nasıl yayıldığının analiz edilmesi
• Yerel olarak alınan bir kararın sonuçlarının maliyet ve gelirler anlamında tedarik zinciri boyunca nasıl yayıldığının analiz edilmesi
• Tedarik zincirini etkileyebilecek işletme dışı etkilerin belirlenmesi
• İşletme dışı değişkenlerin tedarik zincirinin stratejik eylemlerinin -satın alma, ürünün yapımı, ürün hareketleri, depolanması ve satış- üzerindeki sonuçlarının analiz edilmesi
• Kazanç ve kayıpların ortaklar arasında nasıl paylaştırılacağının analiz edilmesi.

Bilindiği üzere bir tedarik zinciri tedarikçi, imalatçı, depo, dağıtıcı ve perakendecilerden oluşan eşgüdümlü plan ve eylemler çerçevesinde nihai ürünün meydana getirildiği bir şebekedir. Süreç içerisinde kendi olanakları ve tesisleri arasında malzeme, finans ve bilgi akışı paylaşımında bulunurlar. Bu düzenleme içerisinde tedarik zinciri şebekesi değişik işletme birimleri(tedarikçi, imalatçı, depo, dağıtıcı, perakendeci) ile birlikte bir bütün olarak hareket eder. Eşgüdümlü plan ve eylemler genel amaç doğrultusunda şebekeyi oluşturan üyeler arasında hangi akışların paylaşılacağını tanımlar. Bu tanımlamalar tedarik zincirin bir sistem olduğunun gözlenmesine önderlik eder. Tedarik zinciri mükemmel olmakla birlikte karmaşık bir sistemdir, çünkü işletmenin ürün, süreç ve örgütsel yapısını temsil eden farklı sistemleri de bünyesinde barındırmaktadır. Sistem yönetimi bakış açısından, tedarik zinciri örgütsel bir sistem olarak görülmelidir. Çünkü tedarik zincirinin stratejik, taktiksel ve operasyonel olmak üzere üç yönetsel düzeyi bulunmaktadır. Tablo 2.4’de belirtildiği gibi tedarik zinciri şebekesinin her noktasında değişik türdeki politika ve amaçlara ulaşabilmek için; stratejik düzeyde uzun dönemli yönetim konularının planlanması, taktiksel düzeyde orta vadeli tedarik zinciri eylemlerinin planlanması ve uyumlaştırılması, operasyonel düzeyde ise, tedarik zincirindeki günlük işler ve operasyonların yönetilmesi gerekmektedir.

Tedarik zinciri, çok sayıda basit, karşılıklı olarak etkileşimde bulunan ve aralarında bilgi paylaşımın olduğu örgütlerden oluşan karmaşık bir sistemdir. Aynı zamanda zinciri oluşturan bu etkileşimlerin sonucu olarak kendi içsel yapılarını da uyumlaştırmak zorundadırlar. Tedarik zinciri kendi çevresi ile olan etkileşimleri açısından da aynı zamanda açık bir sistemdir. Hayatta kalmak için tedarik zinciri bir biyolojik organizma gibi kendi çevresinden içe ve dışa doğru sürekli bir akış sağlayarak denge yaratır. Firmalar tedarik zinciri kavramını kendi işletmeleri için benimseme tartışmaları yaparken çeşitli sorular da gündeme gelmektedir, örneğin; alternatif tedarik zinciri şekilleri nelerdir, ürün odaklı mı yoksa müşteri odaklı mı olmak önemlidir gibi sorular. Cevaplar aslında hem ürün özelliklerini hem de müşteri beklentilerinin dikkate alındığı bir tedarik zinciri uygulaması gerçeği altında yatmaktadır. Bu oldukça doğru bir yaklaşımdır çünkü ürün ve müşteri gereksinimlerini karşılamayan bir tedarik zinciri türünün benimsenmesi geçerliliği olan bir yaklaşım olmayacaktır. Bu ölçütü karşılayan iki tür tedarik zinciri vardır, bunlar:

• Yalın Tedarik Zinciri
• Çevik Tedarik Zinciri

Yalın Tedarik Zinciri

Yalın tedarik zinciri, zincirin her aşaması içerisinde boşa harcamaları ve değer oluşturmayan unsurları ortadan kaldıracak her türlü sürekli gelişme çabalarını kullanan bir sistemdir. Bu tür tedarik zinciri kitlesel kişiselleşme ve ileriye yönelik pazar gereksinimlerine kolayca uyum sağlama kabiliyetine sahip değildir. Yalın tedarik daha çok sistem içerisinde kaynakların boşa harcanmasına neden olan değer yaratmayan eylemlerin ortadan kaldırılması için işletme süreçlerinin yeniden yapılandırılması gerektiğini savunmaktadır. Yalın tedarik zinciri içerinde uygulanan bir diğer önemli özellik, tüm işletmenin fonksiyonlarının bütünleştirilmesidir. Bunun neticesinde yüksek kullanım oranı, daha kısa teslim süreleri ve toplam tedarik zinciri maliyetlerinin en aza indirilmesi gibi yararlar ortaya çıkmaktadır.

Çevik Tedarik Zinciri

Çevik tedarik zinciri; hızlı ve sürekli olarak değişen küresel pazarlara dinamik ve büyüme odaklı olarak hızlı bir şekilde yanıt vererek kar elde eden tedarik zinciri türüdür. Müşteri odaklı ürün ve hizmet tasarımı bu zincir türünün güdüleyicisidir. Bu tür tedarik zinciri çeviklik ilkesini temel alır, bu ilke hacim, çeşitlilik ve teslim sürelerinde gelecekte oluşabilecek değişikliklere uygun olan ürünlerin üretildiği üretim çevrelerinin beslenmesini savunur. Bu tür çevrelerde tedarik zincirindeki diğer üyelerin de kendi işletme süreçlerinde çevikliğe gitmeleri ve yüksek düzeyde uyum sağlamaları gerekmektedir.

Bir Cevap Yazın