Kapitalizm, Ekonomik Özgürlük ve Siyaset

Kapitalizm, Ekonomik Özgürlük ve Siyaset

Toplumsal örgütlenmenin temel sorunu, çok sayıda insanın ekonomik faaliyetlerinin nasıl koordine edileceğidir. Görece geri kalmış toplumlarda bile var olan kaynakların etkin biçimde kullanılması için geniş kapsamlı işbölümü ve işlevlerde uzmanlaşma gerekir. İleri toplumlarda çağdaş bilim ve teknolojinin sunduğu olanaklardan bütünüyle yararlanabilmek için çok daha büyük çapta koordinasyona ihtiyaç duyulmaktadır. Sadece birbirlerinin günlük ekmeklerini sağlamak anlamında bile milyonlarca insan karşılıklı ilişki içerisine girmektedir. Kaldı ki otomobil gibi uzun süre kullanılan malların sağlanmasıyla gerçekleşen karşılıklı ilişkiler bu sayıyı kat kat artırmaktadır. Özgürlüğe inanan bir insanın yaşadığı güçlük, bu son derece yaygın etkileşimi bireysel özgürlüklerle uzlaştırma güçlüğüdür.

Temelde milyonlarca insanın ekonomik faaliyetlerini koordine etmenin yalnızca iki yolu vardır. Birincisi ordu ve modern totaliter devletlerin tekniği olan ve zor kullanma tekelini de içeren merkezi yönlendirme; İkincisi ise piyasanın tekniği olan bireylerin gönüllü işbirliğidir. Gönüllü işbirliği aracılığıyla koordinasyonun sağlanması olanağı —çoğu kez reddedilse de- temel olarak, “ekonomik etkileşimin her iki tarafı da bu etkileşimden fayda sağlar” önermesine dayanır. Ancak bu önerme, işlemin iki taraflı olarak gönüllü ve biliniyor olması koşuluna bağlıdır. Böylece takas, zor kullanmaya gerek olmaksızın koordinasyonu sağlamış olur. Gönüllü takas yoluyla örgütlenmiş bir toplumun işleyen modellerinden biri, rekabetçi kapitalizm dediğimiz, özgür, özel teşebbüs takas ekonomisidir.

Siyasi özgürlüğe ulaşmada bir araç olarak ele alındıklarında, ekonomik düzenlemelerin önemi, gücün toplanması ve yayılmasındaki etkilerinden kaynaklanmaktadır. Ekonomik özgürlüğü doğrudan sağlayan ekonomik örgütlenme türü, yanı rekabetçi kapitalizm, ekonomik gücü siyasi güçten ayırarak, böylece birinin ötekini dengelemesini mümkün kıldığı için siyasi özgürlüğü de geliştirmektedir.

Tarihsel kanıtlar da serbest piyasayla siyasi özgürlük arasındaki ilişki konusunda aynı şeyi söylemektedir. Hiçbir yerde ve zamanda, büyük ölçüde siyasi özgürlüğe sahip bir toplumun, ekonomik faaliyetlerini düzenlemek için serbest piyasa benzeri bir düzen kullanmadığına rastlamadım.

Büyük ölçüde özgür olan bir toplumda yaşadığımız için, siyasi özgürlük gibi bir şeyin dünyanın ne kadar küçük bir bölümünde ve ne kadar kısa bir zamandan beri var olduğunu unutma eğilimin deyiz; insanoğlunun tipik durumu tiranlık, kölelik ve sefalettir. Batı dünyasının tarihsel gelişiminde ondokuzuncu yüzyıl ve yirminci yüzyılın başları çarpıcı istisnalardır. Bu dönemlerde siyasi özgürlük, açıkça serbest piyasa ve kapitalist kurumlanın gelişmesiyle birlikte oluşmuştur.

Kaynak: Milton Friedman Özgürlük ve Kapitalizm

Bir Cevap Yazın