Dünyanın Jeolojik Tarihi

Dünyanın Jeolojik Tarihi

Evrendeki gaz bulutu ve tozların bir çekirdek etrafında toplanması ve daha sonra kümeler halinde birleşerek büyümeleri sonucunda, gök cisimlerinin oluştuğu düşünülmektedir. Meydana gelen cisimler bir yandan büyümeye devam ederken, bir yandan da çekim gücü yüksek olanlar, diğerlerini çekerek, kendi kütlelerine eklemektedir. Bu olaylar sırasında açığa çıkan büyük enerji nedeniyle çok sıcak, kor halindeki gezegenler oluşmaya başlamaktadır. İşte bu süreç sonunda 4.5 milyar yıl kadar önce oluşan Dünya’nın, günümüzde gördüğümüz özelliklerini kazanabilmesi için, çok önemli aşamalardan geçmesi gerekmiştir. Dünya’nın, oluşumundan itibaren geçen zaman diliminde kıtalar ve yer kabuğunda, iklim koşulları ile canlılarda, birbirileriyle bağlantılı çok önemli değişiklik ve gelişmeler ortaya çıkmıştır. Jeoloji bilimi, konuyla ilgili diğer bilim dallarından da yararlanarak, meydana gelen bu değişiklikleri belirli bir sistematiğe göre kronolojik olarak ayırt edebilmek üzere jeolojik devirleri belirlemiştir. Yeni bulgularla sürekli geliştirilerek, daha ayrıntılı hale gelen jeolojik devirler; yer kabuğu, iklim özellikleri ve canlı yaşamında meydana gelen önemli değişiklik ve gelişmelerle birbirinden ayrılan dönemler olarak tanımlanabilmektedir. Tarih çağlarında olduğu gibi jeolojik devirlerde de, günümüzden uzaklaşılıp, eski jeolojik dönemlere gidildikçe ayrıntılar azalmakta, bilinmeyenler artmakta ve süreleri uzamaktadır. Bu nedenle tablo: 1.1. incelendiğinde de görüleceği üzere, Dünya’nın oluşumunu izleyen dönemlerin süreleri, yakın dönemlere göre çok daha uzun ve bilinmeyenleri fazladır. Dünya’nın jeolojik tarihinin doğru değerlendirilebilmesi için kıta-yer kabuğu hareketleri ile iklim ve canlılardaki gelişmelerin birlikte ele alınması büyük önem taşımaktadır. Ancak, izledikleri yöntem ve elde edilen bulguları değerlendirme bi- çimleri ile birbirinden ayrılan, bu nedenle de kendilerine özgü bir terminolojisi olan alanlar çoğunlukla birbirini izleyen bölümler halinde ele alınmaktadır.

Kaynak: Pegem Akademi Uygarlık Tarihi, Sayfa 9

Bir Cevap Yazın