Geleceği Anlatan Yazar

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında bir romancı, o çağa dek duyulmamış yepyeni serüvenler kaleme alıyordu… Bu romanlarında yazar, o sırada henüz akla gelmeyecek,çok ileri adımlar sayılan olaylardan, çoğunluğu hayal ama bir bölüü de mantıkla bulunmuş yeniliklerden söz ediyordu. Deniz altında işleyen gemiler, uçan araçlar, balonlar, yerin dibinde geçen geziler, daha ilginç aya ve çevresine doğru yapılan atılışlar hep bu romanların konusuydu. Her ne kadar bugün artık bunlara -Science Fiction- denilmekte ve önemli olmayan masallar gözüyle bakılmaktaysa da romancı Jules Verne’in bu yazılarıyla kendinden sonraki kuşaklarda araştırma ve yeni şeyler bulma ihtirasını uyandırdığına en küçük şüphe yoktur. Aslında kendisi bir bilgin olmayan bu ileri görüşlü insan nice büyük bilginlerin, araştırıcı zekaların yetişmesini kamçılamıştır. Jules Verne’in rüyalarından biri gerçekleşme safhasına girmiştir; insanoğlunun aya ulaşması yolundaki ilk adım 1957 sonlarında uzaya fırlatılarak yer çevdesinde yörüngeye giren Sputnik ile atılmış, artık günümüzde ayın üzerine yumuşak iniş yapmak, aydan dünyaya resimler ve çeşitli bilgiler gönderebilmek olağan işler haline gelmiştir. Her ne kadar insanoğlu yer yuvarlağının çevresinde yörüngede gezmekten henüz öteye gidememişse de -emekleme- sayılacak bu devreden hemen birkaç yıl sonra astronotları ay yüzeyinde dolaşır görmek şimdi inanılmayacak bir şey değildir ki gerçekleşmiştir.