Evrensel Bir İmparator: Sultan Mehmed Han

Evrensel Bir İmparator: Sultan Mehmed Han

“Ya ben Konstantiniyye’yi alırım ya da Konstantiniyye beni!”

Osmanlı Hanedanını 10. Sultanı, Türklerin Hakanı, Müslümanların Temsilcisi, Romalıların Kayzeri Sultan Mehmed… Gerçekten kendisi sıradışı bir padişahtır. Kayzer ünvanını da üstüne alarak Roma’nın hüküm sürdüğü tüm topraklarda hak iddia etmiştir. İstanbul’u bir dünya başkenti yapmıştır. Bir şehri ele geçirdiğinde yaptığı ilk iş, hamamlar, kütüphaneler ve kanalizasyonlar kurmaktır. Çünkü hamam ile insan bedeni, kanalizasyon ile şehrin kirini, kütüphaneler de insanın ruhunun kirini temizler.

Türkçe’nin yanında Latince, Yunanca, Arapça, Farsça ve bir kaç dil daha bildiği bilinmektedir. Ressamlara da büyük önem verirdi. Sanata saygısı vardı. İstanbul’a yerli yabancı tüm sanatkarlar akın ediyordu. Fatih bunları bol bol ödüllendiriyor ve sanatlarını büyük ilgi duyuyordu. Mehmed, evrensel bir İmparator olmak istiyordu, ancak bunu yaparken de yanına aldığı devşirmelerin Türk geleneklerine ve İslam hukukuna göre yetiştirilmesini istiyordu, kendi yazdığı kanunnamede de devşirmelerin sadece Türk kökenli ailelerde büyüyeceği ve sonra Enderun’a gönderileceği ile ilgili ferman çıkardı. Fatih, İstanbul’u alınca ilk iş oraya Türkleri yerleştirmek oldu. Şehrin yarıya yakını Türk, geri kalanı ise Rum ahali ve Frenklerden oluşuyordu. Daha sonra şehre Yahudiler de gelince gerçek bir kozmopolit yapıya büründü. Fatih İstanbul ile yetinmek istemiyordu. Roma’yı da alarak kendisini evrensel İmparator konumuna getirecekti ve İslamın başı olmasına rağmen aynı zamanda tüm dinlerin de koruyucusu, hükümdarı olacaktı. Ancak zehirlenip öldürülmesiyle bu isteğine ulaşamadı. Fatih’ın bu evrensel görüşlerinden dolayı ve arada içki içtiği için kimi kişiler onu dinsiz veyahut dine az önem vermekle suçladı, kimileri de Türklükten çıkarmaya çalıştı, ancak Fatih’in hem İslam’ı hem de Türklüğünü muhafaza ettiği bilinmektedir.

Bir Cevap Yazın