Hayvancılık Ekonomisi: Süt Pazarlama Kanalları
Süt pazarlama sistemi ülkemizde ette olduğu gibi uzun ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu sistem üreticinin ürününü değer fiyatına satamamasına, tüketicinin de ürünleri pahalıya tüketmesine neden olmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre 2009 yılı itibariyle yaklaşık 12,5 milyon ton süt üretilmiştir. Bu sütün %20’si modern işletmelerde, %40’ı mandıralarda işlenirken, yaklaşık %40’ıda aile içi tüketimde ve/veya sokak sütü olarak tüketiciye ulaşmaktadır. Ancak Avrupa Birliği’nde üretilen toplam sütün hemen hemen tamamı sanayide işlenmektedir. Türkiye’de süt işleme sanayinde faaliyet gösteren işletmeleri 4 ana grup altında toplamak mümkündür.
• Küçük Aile İşletmeleri
• İlkel İmalathaneler
• Modernize Edilmiş Mandıralar
• Süt İşleme Fabrikaları
Ülkemizde üretilen sütün %40’nın mandıralardan geçmesi ise geleneksel ve ilkel bir üretim biçimi olan bu küçük imalathanelerin sektörde etkin olmasalar bile yaygın olduklarını göstermektedir. Türkiye’deki çiğ süt pazarlama kanalları Şekil 7.4’de gösterilmiştir

Türkiye’de kooperatifler, süt pazarlamada %3-7 oranında pay alırken, AB’de üye ülkelere göre değişmekle birlikte sığır etinin %25-35’i, sütün ise %21-88’i üreticilerin ortak olduğu kooperatiflerce pazarlanmaktadır. Görüldüğü üzere ülkemizde kooperatiflerin pazarlamadaki etkinliği çok düşük düzeydedir. Üzerinde önemle durulması gereken nokta, ülkemizde gerek et, gerekse süt pazarlama altyapılarının yetersizliği ve verimliliğin düşüklüğü nedeniyle oluşan yüksek aracı paylarıdır. Bu durum, üreticinin ürününü gerçek değerinde satamaması, tüketicinin de yüksek fiyattan hayvansal ürünleri tüketmesine neden olmaktadır. Hayvansal üretimde istikrarlı bir gelişme için, pazarlama kanallarının etkin bir şekilde işlemesi gerekmektedir. Bu da üreticinin güçlü bir şekilde örgütlenmesine ve pazar alt yapının oluşturulmasına bağlıdır.