
Mantarların üremesi ve mikotoksin üretmesi için uygun şartların oluşması gerekir. Bu şartlar mantarlara göre değişmekle birlikte;
Uygun besin ortamı (tahıl ürünleri gibi),
Nem (< %50), Sıcaklık (15-55oC) ve
Yeterince hava (oksijen) bulunması başlıcalarıdır.
Örneğin aflatoksinler tahıl ürünleri ve özellikle yağlı tahıl ürünlerinde, sıcak ve nemli ortamlarda rahatlıkla üreyebilirken, trikotesen mikotoksinler soğuk ve nemli iklimlerde yetişen ve depolanan tahıl ürünlerinde daha çok görülür.
Mikotoksinlerin Etkileri
Mikotoksin varlığı ile ilgili dünyada ilk çalışmalar tahıllar üzerinde yapılmıştır. Küflü mısırdan izole edilen Penicillium puberulum ekstraktının toksik olduğu 1913 yılında belirlenmiş ve bu zehirli maddeye “penisillik asit” adı verilmiştir. 1962 yılında, İngiltere’de, özellikle hindilerde karşılaşılan toplu zehirlenme olayları ve yaklaşık 100.000 hindinin kaybından sonra bu konu üzerinde sürdürülen çalışmalar mikotoksinlerin hayvan ve insan sağlığı açısından çok önemli olabileceğini göstermiştir. Kenya’da 2004 yılı nisan ve haziran ayları arasında, temel besin maddesi olarak kullanılan mısır ve mısır ürünlerini yiyen insanlarda ortaya çıkan aflatoksikozis (aflatoksinle zehirlenme) olayında, 317 zehirlenme olmuş ve bunlardan 125’i ölümle sonuçlanmıştır. Mikotoksinler genellikle yemlerle alınır. Mikotoksinlerle zehirlenme akut, subakut veya kronik nitelikte olur. Akut ve subakut zehirlenmeler, gün-içi, günler veya birkaç hafta içinde gerçekleşen, mikotoksinlerin yemlerle genellikle daha yüksek dozlarda, tek doz veya tekrarlanan dozlarda alımıyla gerçekleşen zehirlenme şeklidir. Kronik zehirlenmede, mikotoksinlerin alınış yolu belirleyicidir. Mikotoksinlerin; düşük dozlarda, aylar sürebilen uzun bir dönemde ve sürekli olarak alınmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Bugün bilinen 300’den fazla mikotoksin olmasına rağmen, bunlardan beş veya altı grup çok önemlidir. Önem derecesine göre sıralama ülke ve bölgelere göre farklılık göstermekle birlikte aflatoksinler, okratoksin A, fumonisinler, trikotesenler, zearalenon ve penitremler önemli mikotoksinlerdir. Avrupa’da genel olarak hava sıcaklıklarının uygun olmaması nedeniyle aflatoksinler yüksek düzeylerde oluşmaz ve ithal ürünlerin sıkı denetlenmesi nedeniyle de tüketicilerin sağlığı için fazla tehdit oluşturmazken; Amerika Birleşik Devletleri (ABD) dahil olmak üzere, Afrika ve Asya kıtalarındaki pek çok ülke ve Türkiye için önemini korumaktadır. Avrupa’da, okratoksin A tahıllarda yaygın olarak bulunabilmekte, bu nedenle un ve ekmekte sık sık tespit edilebilmektedir. Yapılan kan ve süt analizleri tüketicilerin okratoksin A’ya maruz kaldığını göstermektedir. Özellikle Balkan ülkelerinde “Balkan Endemik Nefropati (BEN)” olarak adlandırılan böbrek hastalığı, okratoksin A ve sitrinin içeren tahıl tüketimine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Mikotoksinler, toksin çeşitine göre değişmekle birlikte, genel olarak aşağıdaki etkilere neden olur.
• Hepatotoksik etki (Aflatoksinler, sporidesmin gibi): Karaciğer üzerinde zehir etkisi gösteren etki.
• Karsinojenik etki (Aflatoksinler, fumonisinler gibi): Kanser oluşmasına yol açan etki.
• Nefrotoksik etki (Okratoksin, sitrinin gibi): Böbrek üzerinde zehir etkisi gösteren etki.
• Kan üzerinde olumsuz etki (Trikotesenler gibi): Kemik iliğini etkileyerek kanın şekilli hücrelerinin oluşmasını baskılayan etki.
• Östrojenik etki (Zearalenon gibi): Östrojen hormonu benzeri etki.
• Dermatoksik etki (Trikotesenler, penisillik asit, stakibotriyotoksin gibi): Deri üzerinde zehir etkisi gösteren etki.
• Nörotoksik etki (Siklopiazonik asit gibi): Sinir sistemi üzerinde zehir etkisi gösteren etki.
• İmmunosupresif etki (Aflatoksinler, rubratoksin gibi): Bağışıklık sistemini baskı altına alan etki
• Embriyotoksik ve teratojenik etki (Fumonisinler, okratoksin gibi): Yavrunun ilk geliştiği haftalarda yavru üzerinde zehir etkisi gösteren etki embriyotoksik etki; gebelikte maruz kalınması durumunda yavruda yapısal bozukluk yapan etki teratojenik etki diye bilinir.
Mikotoksinlerle zehirlenmelerin (mikotoksikozis diye bilinir) bulguları hayvan türüne, mikotoksin çeşitine, alış yoluna, beslenme koşullarına, hayvanın yaş ve cinsiyetine göre önemli farklılıklar gösterir.
Mikotoksinler, kontamine yemlerle beslenen hayvanlarda, akut ve kronik zehirlenmelere neden olmaları yanında, mikotoksin içeren yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen hayvansal kökenli besinler (sütlerde aflatoksin M1 gibi) aracılığıyla da insanlara ulaşarak toplum sağlığı açısından da sorun oluşturabilmektedir. Ayrıca, yukarıda belirtildiği gibi direk insan gıdalarında da bulunabilmektedirler. Bu nedenlerle mikotoksinler hayvan ve insan sağlığı açısından önemlidir