Oğuz boyları önceki dönemlerde boy birliği ya da beylik gibi geçici siyasi çatılar altında bir araya gelmişlerdir. Oğuzlar, 8. yüzyılın başlarında 6 Oğuz şeklinde altı boydan teşekkül ettirilmiştir. Kök Türk Devleti’nin hâkimiyetinde olan Oğuzlar bazen Üç Oğuz bazen de Sekiz Oğuz olarak anılmakla birlikte Dokuz Oğuz olarak belirtilmiştir. Oğuzlar boylar hâlinde yaşamlarını devam ettirmişlerdir. Oğuzların boylar hâlinde yaşamalarının sonucu olarak nüfusları artmakta ve yeni boylar ortaya çıkmaktadır. Nüfus ve siyasi güce ulaşmaları boylar birliği içinde kendi isimleriyle temsil edilmelerini sağlamıştır. Orhun Kitabeleri’nde “Üç Oğuz”, “Altı Oğuz”, “Sekiz Oğuz”, “Dokuz Oğuz” adlarıyla anılmaları Oğuzların boylar birliği içinde yer almalarının sonucudur.

10. yüzyılda Oğuzların ülkesinin doğu tarafında Oğuz Çölü, güneyinde bu çölün uzantıları ile Hazar Denizi, batısında ve kuzeyinde ise İtil Irmağı bulunuyordu. 10. yüzyılda Oğuzlar henüz Müslüman olmamışlardı ancak Oğuz ileri gelenleri arasında İslamiyet’i kabul edenler bulunmaktaydı. Oğuzların başında Yabgu unvanlı bir idareci bulunuyordu. Oğuzlar iç ve dış meselelerini kendi aralarında kurdukları kengeş adı verilen meclislerinde görüşmüşler ve karara bağlamışlardır. Oğuzlar kabileler hâlinde yaşamışlar ve başlarında bir bey bulunmuştur. Oğuzlar bulundukları coğrafyada konfederasyon biçiminde bir yapıya sahip olmuşlardır. Aşiret beyleri güçlerini devam ettirmişler, konar-göçer gelenekleri canlılığını sürdürmüştür.