Hayvan Davranışları ve Refahı Ünite 1 Özet | Laborant Veteriner Sağlık Dersleri

Hayvan Davranışları ve Refahı Ünite 1 Özet

Amaç – 1: Etoloji ve davranış kavramlarını tanımlamak.

Etoloji, davranışın gözlem ve temelindeki biyolojik fonksiyonların nasıl çalıştığı ile bağlantılı olarak ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı bilimdir. Davranış ise, farklı uyaranlara karşı ortaya çıkan tepkiler yanında bireyler arasındaki ilişkiler ve aktivitelere karşı oluşturulan cevapların bütünüdür. Davranış, istemsiz olarak yapılan ve refleks dediğimiz bir sinir olayı olabileceği gibi, canlının kendisine, yavrusuna ve çevresine gösterdiği farklı tipte olan ve temizlenmeden sosyal iletişime kadar birçok kompleks hareketin bütünü olabilir.

Amaç – 2: Evcilleştirme süreci ve evcilleştirmenin davranış üzerine etkilerini açıklamak.

İnsanların, hayvanlardan daha iyi yararlanabilmek amacıyla onların yaşamını kontrol altında tutmaya başlaması, evcilleştirme sürecinin de başlangıcı olmuştur. Bunun yaklaşık olarak 10 bin ile 15 bin yıllık bir zaman dilimi olduğu tarih öncesi tarımsal alanlarda yapılan kazılarda ortaya çıkan ve evcilleştirme özellikleri taşıyan kemiklerin bulunması ile anlaşılmıştır. Evcilleştirmenin başladığı düşünülen tarihler, aynı zamanda insanların yerleşik hayata geçtiği ve tarımla uğraşmaya başladığı tarihlerle örtüşmektedir. Başlangıçta köpek ve at gibi hayvanlar evcilleştirilirken bunları yakın yüz yıllarda kürk hayvanları, laboratuvar hayvanları ve etçi birçok hayvan izlemiştir. Evcilleştirme sonucunda morfolojik ve işlevsel birçok değişiklik olurken, davranış açısından önemli bir farklılaşma gözlenmemiştir. Fizyolojik hareketlerin ve şuur eşiği tepkisinin evcilleştirme ile değiştiği ancak evcil hayvanların hareketleri ile doğal atalarının hareketleri arasında büyük bir benzerlik olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir.

Amaç – 3: Merkezi sinir sistemi ve hormonlar ile feromonların davranış üzerine etkilerini özetlemek.

Davranışı incelerken bunun genel sinirsel ve hormonal kontrolünü bilmek gerekir. Omurgalı hayvanların sinir sisteminin ana bölümleri merkezi sinir sistemi ve periferk sinirlerdir. Merkezi sinir sisteminin beyin ve omurilik adında kendi bölümleri vardır. Cerebrum, cerebellum turkcemalumatlar.com ve beyin sapı beynin ana bölümleridir. Buna ek olarak, serabral korteks, limbik sistem ve retiküler formasyon gibi beynin bazı özel bölümleri de vardır. Düşünme, hafıza, zeka, yaratıcılık, his ve irade gibi ruhsal görevler serebral korteksin kontrolü altındadır. Limbik sistem, koku alma, beslenme, cinsel içgüdü, motivasyon, biyolojik saatlerin düzenlenmesi, heyecan, öfke ve saldırganlık gibi davranışlarda rol oynar. Retiküler formasyon ise, çevresel birçok duyu sisteminden afferent impulslar alan ve bilgileri serebral kor tekse gönderen, kısaca davranış için anahtar rol oynayan bir bölümdür. Endokrin sistem vücutta, içerisinde kimyasal salgıların homeostatik kontrolünü de içeren fizyolojik koordinasyondan sorumludur ve sinir sistemi ile çok yakın çalışır. Söz konusu kimyasal salgılar aynı zamanda davranışsal yanıtların düzenlenmesi ve ortaya çıkmasında da rol oynarlar. Bunlara örnek olarak hipofiz be zinden salgılanan ve stres durumlarında etkili olan kortizolün salınımından sorumlu olan ACTH verilebilir. Ayrıca diğer bir hipofiz bezi hormonu olan LH, testislerden testosteron hormonunun salınmasını sağlarken, bu hormon da seksüel davranışlar yanında saldırganlık davranışının ortaya çıkmasından sorumludur. Hayvanlar arasında seksüel ve sosyal iletişimi sağlayan kimyasallara feromon denir. Belli başlı kaynakları koku üreten bezler yanında, idrar, dışkı ve tükürüktür.

Amaç – 4: Canlıların dinlenme ve uyku davranışlarını tanımlamak.

Uykunun, yorgun vücut sistemlerinin iyileşme si, düşmanların görüşünden uzak kalma gibi davranışsal avantajları gibi ikincil yararları yanında, asıl faydası beyin sağlığına olan katkısıdır. Bütün hayvan türlerinde uyku için standart bir süre ve zamandan söz etmek mümkün değildir. Bunun nedeninin, bireyin çevre ile olan gereksinimlerindeki farklılık olduğu düşünülmektedir. Uykunun, beyin uykusu (yavaş dalga uykusu ya da sessiz uyku-SWS, NREM) ve vücudun uyku su (paradoksal ya da hızlı göz hareketi uykusu- REM) olmak üzere iki formu vardır. Yavaş dalga uykusu (SWS) EEG’nin beyinden düşük seviye de elektriksel aktivite gösterdiği sessiz uykudur. Paradoksal uyku beyindeki uyanıklık halinin tipik elektriksel aktivitesi ile birlikte tezahür etmesi paradoksu nedeniyle böyle adlandırılır. Paradoksal uyku aynı zamanda hızlı göz hare ketleriyle karakterizedir (REM). İki tip uykuda birbirinden ve uyanıklık halinden en iyi EEG ile ayırt edilir. Yavaş dalga uykusunda, EEG yük sel voltajlı yavaş aktiviteli senkronik elektriksel dalgalar ile karakterizedir. Paradoksal uykuda ise EEG uyanıklıkta olduğu gibi düşük voltajlı ve hızlı aktivite gösterir. Fakat çok düşük kassal aktivite vardır ve hayvanı uyandırmak SWS’de olduğundan çok daha güçtür. Sığır ve koyunların gün içinde uyanık ve ayakta geçirdikleri dinlenme evreleri vardır. Bunlar ruminasyon ya da otlama davranışı olan dönemlerdir. Tembellik adı da verilen bu davranışı atlarda da görebilmekteyiz. Tek tırnaklıların bacak tendon ve ligamentlerinin anatomik yapısı atları uzun süre ayakta durmaya; hatta ayakta uyuma ya elverişli hale getirmektedir. Öyle ki atlar ayak tayken yavaş dalga uykusuna dalabilmektedir. Sığırlar ayakta tembellik edebildikleri halde atlar gibi ayakta uzun süreler dinlenememekte ve yoruldukları zaman özellikle de sternal pozisyonda yatmaktadırlar.

Amaç – 5: Öğrenme çeşitlerini açıklamak ve karşılaştırmak.

Öğrenme, canlının yaşadığı deneyim sonucu 4 oluşan ve bir sonraki davranışını kontrol altında tutmasını sağlayan etmendir. İlişkisel olmayan öğrenmede alışma formu, canlının uyarıların tekrarlanması durumunda refleksif olarak verdiği cevapların azalmasını açıklar. Duyarlılaşma formunda ise, hayvan duyusal olarak yüklü bir uyaran veya durumla karşı karşıyadır. İlişkisel öğrenme, canlının iki olay arasında ilişki kurarak öğrendiği bir öğrenme çeşididir. Klasik ve edimsel koşullanma şeklinde iki alt tipi vardır. Klasik koşullanmanın sahibi Pavlov’dur ve bu anlamda köpeklerde sindirim salgıları oluşturmasıdır. Edimsel koşullanmaya ilişkin yapılan ilk çalışmalar ise Thorndike tarafından sürdürülmüştür. Hayvanların doğru cevabı üretmeleri için sabırla beklenmesini ve onlara bu kapasite ye sahip aktif objeler olarak davranılmasını savunmuştur.

Bir Cevap Yazın