Feromonların Gücü

Güzel veya çirkin olsun, perdenin arkasında, bir kimsenin cinsel ve erotik potansiyelini artıran başka doğal gizemler de bulunmaktadır. Özellikle feromonlar bu durumun örneğidir. Bir bakıma, pek çok hayvan için topluluk içerisinde yaşamın feromonlar tarafından düzenlendiğini söyleyebiliriz. Feromonlar bir bireyin cinsel müsaitliğini veya sosyal hiyerarşideki yerini göstermeye hizmet eder; feromonlar herkesin bölgesini sınırlandırır, korkularını ifade eder ve adımlarını yönetir. Nasıl hormonlar farklı organların birbirleriyle haberleşebilmesi için salgılanıyorsa, aynı şekilde idrar, ter, dışkı veya derideki feromonlar da belli bir topluma ait bireyler arasındaki vücut dışı alanda iletişimi sağlamak için salgılanır. Bugün biliyoruz ki, feromonlar balıklarda, böceklerde, kemirgenlerde ve hatta bazı memelilerde en küçük detaylara kadar ilişkileri düzenlemektedir. Ancak insanlarda ilişkiler, hayvanlara özgü bu güdümcü etkilerden azadedir diyeceksiniz bana, öyle değil mi? Evet, kısmen öyle, ama sadece kısmen öyle, zira içgüdüler, önseziler, eğilimler vs. feromonal etkilere benzemektedir. Örneğin, neden karşı cinsten belirli kişileri çekici buluyoruz da (belli bir kişi için çoğu kez hep aynı tiptir) başkalarını bulmuyoruz? Bizi yukarıdaki komşumuza değil de aşağıdaki komşumuza güvenmeye iten şey nedir? Niçin kadınlar etraflarında erkekler olmadığı zaman aralarında daha özgürce konuşur? Kalabalıkları harekete geçiren ve hiç kimsenin yalnız başına cüret edemeyeceği şekilde davranmasını sağlayan şey nedir? Zaten hayvanlarda bulunan feromonlara dair iyi belgelenmiş ve tanımlanmış etkiler ile insanlarda görülen benzer etkiler arasındaki belli yakınlıklar karşısında hayrete düşebiliriz.