Bu Kurşunu Alın, Oğluma Verin!

Kafkas İslam Ordusu öncü birliklerinden İzzet Bey düşmanın ateş etmesi üzerine ağır yaralanır. Askerin yardımına orada bulunan Gül Sabah adında bir kız yetişir. Gül Sabah başörtüsünden yırttığı küçük bir parçayla askerin yarasını sarmak ister. İzzet Bey “Bacım kolumu sağlam tut, ben kurşunu çıkarayım.” der. İzzet Bey kurşunu çıkarır. Gül Sabah’dan cebinde bulunan mendili çıkarmasını ister. Gül Sabah mendili çıkarır ve mendilin içine kurşunu koyar. İzzet Bey “Artık tamamdır, herşey bitti yaramı bağlamaya gerek yok kanım bu topraklara aksın.” der. Gül Sabah yarayı yırtık başörtüsüyle sarar. Halsiz ve yaralı halde yerde yatan İzzet Bey silah sesleri ile kendisine gelir. Türk Ordusu gelmiştir. İzzet Bey çok sevinir ve heyecanlanır. Askerler İzzet Bey’i yaralayan askeri orada çıkan çatışmada vururlar. Komutan İzzet Bey’in yanına yaklaşır ve başını dizlerine koyar. İzzet Bey son anlarını yaşamaktadır. Komutana “Bir Türk Paşasının dizlerinde can vermek benim için büyük bir şereftir.” der. Komutan “Sen yaşayacaksın. Daha çok zafer kazanacaksın.” der. Şeyh Muhsin Kuran okumaya başlar. İzzet Bey doğrulur ve yanındakilerden haklarını helal etmelerini ister. Cebindeki mendili çıkarıp komutana verir. “Paşam babam balkanlarda topraklarımızı korumak için savaşırken ağır yaralanmış, vücuduna isabet eden çıkardıktan sonra yanında bulunan silah arkadaşlarına “Bu kurşunu oğluma verin. Ben vatanım için savaştım ve ruhumu teslim etmek üzereyim. Ona söyleyin; Beni yaralayan şu kurşunu yanında taşısın, bunu 2 etsin.” demiş. Paşam babamın vasiyetini yerine getirdim. Kurşunu iki yaptım. Sizde bu kurşunu alın, oğluma verin. Ona babasınında vatanı için savaşırken öldüğünü anlatın. Bu kurşunları üçe çıkarmasını söyleyin.” der ve orada Şehit olur.

Bir Cevap Yazın