Genel anlamda zihinsel bir süreç ya da etkinlik olarak tanımlanan düşünme, beyinle doğrudan ilişkili bir kavramdır. Eleştirel okuma kavramını anlayabilmek için bu kavramla yakından ilişkili olan eleştiri ve eleştirel düşünme kavramlarının içerdiği anlamlara bakmak yararlı olacaktır. TDK Güncel Türkçe Sözlük (www.tdk.gov.tr.) eleştiriyi “1. Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit 2. ed. Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle değerlendirerek anlaşılmasını sağlamak amacıyla yazılan yazı türü, tenkit, kritik. 3. fel. Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama” şeklinde açıklamaktadır. Bu açıklamalardan yola çıkarak eleştiriyi; bir şeyi nesnel açıdan yargılama, yorumlama, analiz etme şeklinde tanımlamak mümkündür.

Eleştirel düşünme ile ilgili de çok çeşitli tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlar farklı gibi görünse de eleştirel düşünmenin özü hakkında ortak kavramları içermektedir: Kendi düşünce süreçlerimizin bilincinde olarak, başkalarının düşünce süreçlerini göz önünde tutarak, öğrendiklerimizi uygulayarak kendimizi ve çevremizde yer alan olayları anlayabilmeyi amaç edinen aktif ve organize bir zihinsel sürece eleştirel düşünme denir (Cüceloglu, 1996: 254).
En genel bakış açısıyla eleştirel düşünme; gözlem ve bilgiye dayanarak sonuçlara ulaşma olarak ifade edilebilir (Paul, 1991:125). Eleştirel düşünme, bilgi edinme sürecinde irdeleyebilmeyi, çok yönlü sorgulayabilmeyi gerektiren, düşünme süreçlerini etkili, tarafsız ve disiplinli bir şekilde uygulayabilmeyi, yeni durum ve ürünleri ölçütlere dayalı değerlendirmeyi ve geliştirmeyi içeren zihinsel ve duyuşsal bir süreçtir (Akınoğlu, 2001: 20).
Eleştirel düşünmenin temelinde dikkat, nesnellik, geniş bir bakış açısı ve yorumlama becerisi yatmaktadır.
Eleştirel düşünmenin temel özellikleri şöyledir:
• Eleştirel düşünme ön yargılardan uzak olmayı gerektirir.
• Eleştirel düşünme bir süreçtir.
• Zihinsel düşünme süreçlerinin aktif kullanımı söz konusudur.
• Çok yönlü bakış açısını ve düşünmeyi zorunlu kılar.
• Bilimsel bir yaklaşımı, nesnel bakış açısını gerektirir.
• Eleştirel düşünmede neden-sonuç ilişkisinin önemli bir yeri vardır.
• Eleştirel düşünmenin temelinde yoğun bir dikkat vardır. Olgu, olay ve durumları dikkatle ele alıp değerlendirmeyi, yorumlamayı, analiz ve sentez yapma becerisini gerektirir.
Eleştirel düşünme sürecinin içerdiği beceriler şunlardır (Henderson, 1973):
• Tanımlama
• Hipotez (Denence) kurma
• Bilgi toplama
• Yorumlama ve genelleme
• Akıl yürütme
• Değerlendirme
• Uygulama
Eleştirel okuma ise eleştirel düşünme yaklaşımının okuma eyleminde, metin üzerinde uygulanmasıdır. Metnin konusunu, ana düşüncesini, yazarın bakış açısını kavramak, metinde sunulanları önceden bilinenlerle ve konuyla ilgili sağlam kaynaklardan alınan bilgilerle ilişkilendirmek, ön yargılardan uzak bir şekilde zihinsel süreçlerden geçirerek yeniden yapılandırmak, sorgulamak, yorumlamak ve değerlendirmektir. Eleştirel okuma, okuduğunu anlamanın ötesinde çok daha yoğun zihinsel ve duyuşsal süreçleri içerir. Beynin sürekli aktif olmasını gerektirir. Bu süreçte hem var olan bilgiler doğru kullanılacak hem de konuyla ilgili güvenilir ve doğru bilgilere ulaşılıp süzgeçten geçirilecek, önceki bilinenlerle ilişkilendirilecek, dikkatli bir analiz-sentezden sonra yoruma gidilecektir. Eleştirel okuma, dili doğru kullanma becerisiyle de yakından ilişkilidir. Sağlam bir dil aynı zamanda zengin bir kelime dağarcığı ve terim bilgisi demektir. Bu da okunan metinlere daha hızlı ve doğru anlamlar yüklemeyi, kavramlar arasında ilişkiler kurabilmeyi, sağlıklı değerlendirme ve yorumlar yapabilmeyi beraberinde getirir.
Eleştirel okumada ön yargıya yer yoktur. Siyasi, sosyal, dini anlamda bütün ön yargılardan uzaklaşmak, metinde yer alan olgu, olay ve durumlara nesnel yaklaşmak gerekir. Ön yargı, zihinsel süreçleri tıkar, yanlış değerlendirmeleri beraberinde getirir. Aynı zamanda eleştirel okumanın önündeki önemli engellerden de biridir. Eleştirel okuma özgünlüğe açılan kapıdır. Eleştirel okumada metnin türü (bilgilendirici/kurgulayıcı) belirleyicidir. Okurun metne yaklaşımı metin türüne göre değişiklik gösterir. Bilgilendirici metinde okur; bilginin niteliğini, günlük yaşamda geçerliliğinin olup olmadığını, bilginin dayandığı kaynakları ve güvenilirliğini sorgular. Bilgilerin sunuluş şekli, bilgiler arasında kurulan ilişkiler, tutarlılıklar, çelişkiler, verilen örnekler dikkatle incelenir ve değerlendirilir. Yazarın metni hazırlamadaki amacı, ele alınan konu, ana ve yardımcı düşünceler de zihinsel süreç içinde yorumlanır ve yapılandırılır.
Kurgulayıcı metinlere okurun yaklaşımı bilgilendirici metinden farklıdır. Kurgulayıcı metinlerde öğe çeşitliliği daha fazladır. Olay/olay örgüsü, şahıs/şahıs kadrosu, zaman, mekân, yazarın benimsediği anlatım tarzı, kullanılan dil mercek altına alınan öğeler arasında yer alır. Bunların sunuluş, kullanılış şekli, aralarındaki ilişkiler, diğer metinlerle bağlantılı olarak değerlendirilir, sorgulanır, yorumlanır
İster bilgilendirici isterse kurgulayıcı olsun, metinde anlatılanların ikinci üçüncü kişilerle paylaşılması, üzerinde konuşulması, tartışılması, farklı bakış açılarını dikkate alma, gözden kaçanları ortaya çıkarma açısından oldukça önemlidir, eleştirel okuma açısından değerlidir.
Metin üzerinde yapılacak değerlendirmelerde doğru sonuçlara ulaşabilmek için metin yazarı da mutlaka mercek altına alınmalı, incelenmelidir. Metinlerin yazarından izler taşıdığı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Eleştirel okuma, okunan metinle ilgili yorumlar, değerlendirmeler yapabilmek, yazarıyla iletişime geçebilmek, düşünce dünyasına girmek ve onu anlayabilmektir.