Türklerde Kadının Yeri Nasıldır?

Türk töresinde erkeklerin genellikle tek kadınla evli oldukları ve bazı yüksek rütbeli subayların ve imtiyazlı kişilerin sadece birden fazla eş aldığı görülmektedir. Türkler İslamiyet’e geçtikten sonra da bu kural değişmemiştir. Yani halkı referans alarak baktığımızda Türkler için tek eşlidir diyebiliriz. Ayrıca Erkek-kadın arasında her zaman eşitlik olduğu görülmektedir. Mesela Cengiz Han başka kadından doğan çocuklarında mirastan faydalanmalı ve hakkını almalıdır diye kanun çıkarmıştır. İbn Fadlan, misafir kaldığı bir Oğuz Türkünün tek karısı olduğunu görünce çok şaşırmıştır. Türklerin kadınlara karşı saygı ve sevgi ile davrandıklarını görmüş ve birçok hususlarda eşlerinin tavsiyelerine göre hareket ettiklerini aktarmıştır. Yine İbn Fadlan Türklerin eşlerine çoğu kez ”Görklüm” sözü ile hitap ettiğini söylemiş ve kadınların kocalarına kızdıkları zaman acı ve sert sözler söyleyebildiğini aktarmıştır. Osmanlı zamanında da kadınlar isterlerse eşlerinden boşanabilirdi. Hatta bir Osmanlı minyatüründe kadının biri kocası onu tatmin etmediği için mahkemeye vermiştir ve mahkeme de kadına kullanması için dildo vermiştir.

İbni Batuta Seyahatname’sinde Türklerin kendisini eşleri ve çocuklarıyla birlikte ağırladıklarını, haremlik selamlık gibi bir olgunun olmadığını kaydetmiştir. Bazı kadınlarının kendileri gibi iyi ata binen, kılıç kuşanan eş istedikleri görülmüş, Anadolu’dan geçen Avrupalı bir seyyah Bertrandon de la Broquiere Türkmen kadınlarının yiğit kadınlar olup, erkekler gibi savaştıklarını ve buna hayret ettiğini yazmıştır.

Ayrıca Oğuz Eli’nde kadınların cemiyet içinde ne kadar şerefli ve yüksek bir mevkide oldukları Ebu’l-Gazi’nin Şecere-i Terâkime’sinde geçmektedir ki birçok kadının Oğuz eli’ne beylik yaptıkları bildiriliyor. Kız çocuklara sahip olmak Türlerde, Araplar’da olduğu gibi zillet veya alçalma değildir ki Biçen Beğ kız çocuğu olması için Oğuz beğlerinden duada bulunmalarını rica etmiştir.

İşte bugün milletimizi öz töresinden ve aidiyet duygusundan koparıp, namussuzca zehirlemek işi çok büyük ve tesirli bir propagandayla yürütülüyor. Türk töresi çoğunlukla Arap emperyalizmi halini almış yozlaşmış İslamiyetle birlikte çoğunlukla darmadağın olmuş durumdadır. Unutmamak gerekir ki türban takmak, vücudun her tarafını kapatmak, İslam uğruna savaş vermek veya mezhep savaşları yapmak gibi zaten İslam dininde de şüpheli olan anlayışların hepsi Türk töresine aykırıdır. Bir kere Kuranda Mezhepçilik yoktur. Türklerin mezhep savaşı yüzünden birbirini öldürmesi Türk töresinden saptığımız gösterir. Ayrıca İslam dünyasında kadınlara yapılan hor görme ve eve kapatma olayları gibi tutucu düşüncelerse zaten Türk töresine aykırıdır.

Türk’ün Tanrı’dan sonra en değer verdiği varlıklardan olan Türk kadını ve Türk anası bugün dini inançların sömürüsünü kişisel çıkarları uğruna amaç edinen alçaklar tarafından aşağılanıp değersiz gösterilmeye çalışılmaktadır. Ancak inanıyorum ki Türk ırkı bu hain tezgahın asla büyük bir parçası olmayacaktır. Çünkü Türk kadınının asla utanılacak, köşe bucak saklanılacak bir nesne olmadığını, şerefli ataları doğuranların Türk anası, Türk kadını olduğunu anlayacaktır. İnanıyorum ki ifa edeceği kudret ile bugün henüz çok büyük bir tesir bırakamamış olan bu yozlaşmışlığa karşı Türk ırkı sonunda damarlarında taşıdığı asil kanın gücü ile töresini yıkmaya çalışanları alt edecektir. Türk ırkı sağ olsun!

Bir Cevap Yazın