SETH, typhon hayvanı başlı kötülük prensibi, karanlıkların akıl almaz kaynaşmasını, bizi taşıyan dünyanın altında düşünülen bu harabiyet bölgelerindeki bozucu her şeyi kişileştirir. Kendisine «pislik» attığı için Horus onun husyelerini (testislerini-taşaklarını) koparmış, böylece, Plutarque’ın söylediği gibi, ondan kudretini ve etkinliğini almıştır. Mısırlılar Coptos’da, Seth’in erkeklik uzvunu ellerinde tutan Horus’un bir heykelini dikmişlerdir. Silueti titremeden göz önüne getirilemeyen Seth, ünlü lanetlemelerle davet edilir. Bununla birlikte, bir çok milleti yenen II. Ramses, bir mabedin kapısına kendisinin Seth’in dostu olduğunu yazdırmıştır. Siyah domuz seth her ay, ay’ı yutar; çünkü Osiris’in ruhu oraya sığınmıştır. Bu Horus – Seth çatışması, bu evrensel mitos, sonu gelmez iyi ve kötü savaşıdır. Dünyanın başlangıcından beri şu veya bu biçimde ortaya çıkar. Bazen şurada yatışır, bazan orada alevlenir. Ölmüş eski zamanların gecesinden ve gelecek zamanlarda, insanları yapan tanrıların ortaya çıkardıkları bazan saf olmayan bu alev, sonu gelmez ikilik : (düalizm)’dir.
