Yaratılışı gereği insanoğlu hep istek, ihtiyaç ve arzularını gerçekleştirme umuduyla yaşar. Bu elde etme arzusu ve isteği de insanı diğer canlılardan ayıran önemli özelliklerindendir. İyi bir çocukluk ve coşkuyla dolu geçen gençlik çağı sonrasında iyi bir eğitim alarak zevkle yapacağı ve iyi para kazandıran bir işe sahip olma, mutlu bir aile kurabilme yaşamı boyunca her insanın istekleri arasındadır. Doğruyu yanlıştan ayırabilen, ne istediğini bilen, hedeflerine gidecek yolu seçebilen ve bu yolda yapması gerekenleri çok iyi tahlil edebilen, karşısına çıkan sorunlara çözüm bulabilen bireyler, hiç şüphesiz bu isteklerinin birçoğunu da elde edebilme fırsatı yakalayabilirler. Bu yaşam tarzını benimsemiş bireylerin oluşturduğu toplumlar da gelişime açık, mutlu, umutlu ve başarılı bir ülkenin temelini oluşturacaktır. Bu umutla yaşayan her insanın başarısı, doğru kararları alabilecek sağlıklı ruh, zeka ve ihtiyaç duyduğu eylemi yerine getirebileceği enerjiye sahip bir beden ile mümkün olabilmektedir. Bunun yanı sıra planlanan çalışmaların yapılacağı çevrenin, ortamın sağlık ve teknik imkânlar açısından uygun olması bireyin isteklerine bir adım daha yaklaştığını garanti edecektir. Bu bağlamda yapılacak her faaliyette vücudun ihtiyacı olan minimum ve maksimum gereksinimlerinin iyi bilinmesi gereklidir. Bunun yanısıra mevcut iyi koşulların korunarak daha da iyileştirilmesi, insan yaşamını araştıran bütün bilim dallarının araştırma ve geliştirme konularına dâhil olmalıdır. Mutlu, sağlıklı ve yaşamından memnun bir toplumu oluşturan bireylerin var olabilmesi tıp hekiminden sosyoloğa, çevre bilimciden iş güvenliği uzmanına, halk sağlığı uzmanından veteriner hekime temel konusu insan olan bütün meslek dallarını ilgilendirmektedir.

Gerekli bedensel ve zihinsel faaliyetleri yerine getirebilmemiz için yeterli, dengeli, sağlıklı tüketimin sağlanması ve desteklenmesi, çalışılan iş yerinde güvenli ve çalışılabilir ortamın, günlük yorgunluğun giderileceği, dinlenilebilecek sağlıklı bir mekânın oluşturulması şarttır. Günlük yaşam içerisinde insan güne başladığı andan başını yastığa koyacağı ana kadar olumlu ve olumsuz birçok etmenle karşı karşıyadır. Sabah işine gitmek üzere kalkan bir kişi ilk olarak yüzünü yıkar, kahvaltısını eder, iş yerine ulaşmak üzere yola çıkar, işine gelir ve çalışmaya başlar. Hijyen kavramı bu faaliyetlerin hepsinde ön plana çıkmaktadır. Yaşamsal faaliyetlerin olumlu olabilmesi duyusal, psikolojik, fiziksel, biyolojik ve kimyasal özelliklerin yanında mikrobiyolojik açıdan uygun koşulların sağlanması ile olabilecektir. Bu bakımdan güvenli yaşam alanlarının sağlanması ancak hijyenik açıdan yeterli ve sağlıklı koşulların oluşturulması ve korunmasıyla mümkündür. Dünya Sağlık Örgütü 1948 yılında sağlığı “sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal (akılsal) ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli” olarak tanımlamıştır. Sağlık, insan yaşamında bir amaçtan ziyade günlük yaşamın iyi sürdürülebilmesi için esas kaynak olarak nitelendirilmelidir. İnsanlık için oldukça değerli olduğu bilinen sağlıklı olma hâlinin devamlılığı ve korunma durumunun sağlanmasının, hastalık hâlinin oluştuktan sonra teşhis ve tedavinin yapılmasından daha kolay ve ekonomik olduğu bir gerçektir. Bireysel olarak kişinin el yıkama alışkanlıkları, yeterli, dengeli, sağlıklı beslenme ve kötü alışkanlıklardan vazgeçme gibi bir takım davranışları, kişinin sağlığını olumlu etkileyebilecek ve kendi isteği dâhilinde değiştirebileceği davranışlardandır. Yaş, ırk ve cinsiyete bağlı olarak sağlıklı olma durumuna etki edecek ve değiştirmesi mümkün olmayan bazı etkenler de bulunmaktadır. Bu değiştirilmesi mümkün olmayan faktörlere müdahale etmek her ne kadar mümkün olmasa da, bunların neden olduğu olumsuz koşulları önceden belirlemek ve bunlara karşı önlem almak mümkün olabilir. Örneğin ilerleyen yaşla birlikte meydana gelen bir kronik rahatsızlığa karşı önceden bir tedbir almak ve düzenli kontrolleri aksatmamak, sağlığın devamlılığını olumlu yönde etkileyecektir. Toplumu oluşturan her bir kişinin sağlıklı olma durumu bireysel etkenlere bağlı olduğu gibi çevresel faktörlerden de etkilenmektedir. Bireyin kendisinin dışında, yaşadığı ortamdan etkilendiği bir gerçektir. Yaşanılan yerdeki temiz ve solunabilir hava imkânı, güvenliğinin sağlanması, atıkların güvenli bir şekilde bertaraf edilmesi, iş yerindeki çalıştığı ortamın aydınlanma durumu, temiz ve güvenli kullanılabilecek su ihtiyacının sağlanması gibi etmenler de bireyi etkileyen çevresel faktörler olarak sıralanabilir. İnsanın sağlığının korunması, kaliteli bir yaşam sürdürmesi ve hatta iyi kalitede devamlı yükselen bir tablo oluşturulması, bireylerin kişisel çabaları ile ve toplumsal bilinçlendirme çalışmalarının arttırılmasına bağlı olarak gelişecektir.