İktisada Giriş: Vergi Yükü Dağılımı

İktisada Giriş: Vergi Yükü Dağılımı

Uygulanan birim satış vergisinin üretici ve tüketici tarafından hangi miktarda yüklenileceğini arz ve talep eğrilerinin eğimleri, ya da daha net bir biçimde esneklikleri belirler. Şimdi esneklikleri farklı olan talep ve arz eğrileri için birim satış vergilerini açıklamayı sürdürelim. İlk olarak talebin fiyat esnekliğinin arzın fiyat esnekliğinden küçük olduğunu düşünelim. Bu arz eğrisine göre daha dik talep eğrisi anlamına gelmektedir. Grafik 5.9 bu durumu göstermektedir.

Talep esnekliğinin arz esnekliğinden küçük olması durumunda uygulanacak 2 TL’lik verginin ne kadarını, kim ödeyecektir? Esneklik konusunu işlediğimiz dördüncü bölümdeki bilgilerimizden hareketle, • Talep esnekliğinin arz esnekliğinden daha küçük olması durumunda, verginin daha büyük kısmı üretici tarafından tüketiciye yansıtılabilecek, • Talep esnekliğinin arz esnekliğinden daha büyük olması durumunda ise birim satış vergisinin daha büyük kısmını üretici yüklenecektir. şeklinde bir çıkarımda bulunabiliriz. Nitekim Grafik 5.9’a baktığımızda, piyasada vergi öncesi 4,5 TL’lik denge fiyatı oluşmuşken, 2 TL’lik verginin fiyatta meydana getirdiği artış ΔP=1,5 TL’dir. Bu 2 TL’lik verginin (6–4,5) 1,5 TL’lik kısmının tüketici tarafından ödeneceği anlamındadır. Geri kalan (2-1,5)0,5 TL’lik kısmı ise üretici ödeyecektir. Arz ve talep eğrilerinin esneklikleri 0 veya ∞ olduğundan acaba vergiyi kim ödeyecektir? Veya üretici verginin ne kadarlık kısmını yansıtabilecektir? Bu soruları yanıtlarken önce, arz eğrisinin normal eğime sahip olduğunu varsayalım. Buna karşın talep esnekliğinin 0, yani talep eğrisinin yatay eksene dik olduğu durumu inceleyelim,

Talebin fiyat esnekliği sıfır olduğundan fiyatta meydana gelecek değişme talep miktarını etkilememektedir. Grafik 5.10’da talep esnekliği sıfır olan dik talep eğrisi ve 0 ile ∞ arasında esnekliğe sahip bir arz eğrisi gösterilmektedir. Birim satış vergisi uygulanmadan önce denge S ve D eğrilerinin kesiştiği e1 noktasında meydana gelmektedir. Bu durumda denge fiyat düzeyi 2 TL ve denge miktarı 80 bin litredir. Ancak her litre başına uygulanacak olan 2 TL’lik bir vergi, arz eğrisini sola yukarıya kaydıracak ve yeni denge e2 noktasında oluşacaktır. Yeni denge noktasında denge miktarı değişmezken, fiyatlar birim satış vergisi kadar artmaktadır. Bu verginin tümünün tüketici tarafından ödendiği anlamındadır. Yani üretici ödemekle yükümlü olduğu verginin tümünü tüketiciye yansıtmıştır. Talebin fiyat esnekliği sonsuz olduğunda ise, durum tam tersi biçimde gerçekleşecektir. Grafik 5.11’de talebin fiyat esnekliğinin sonsuz olduğu talep eğrisi yatay bir doğru şeklinde gösterilmiştir. Arz eğrisi ise 0 ile ∞ arasında bir fiyat esnekliğine sahip doğru şeklinde çizilmiştir. Bu durumda üretici tarafından ödenecek spesifik bir vergi uygulaması, arz eğrisini sola yukarıya kaydıracaktır. Diğer bir ifadeyle e1 noktasında oluşan denge e2 noktasına kayacaktır. İlk denge durumundayken fiyat 4 TL ve miktar 190 bin litredir. Birim satış vergisi uygulaması sonrasında ise arz eğrisinin sola kaymasına paralel olarak denge çıktı düzeyi 80 bin litreye gerilemektedir. Buna karşın en küçük fiyat değişimine aşırı hassas olan talep eğrisi nedeniyle denge fiyatında hiçbir değime meydana gelmemektedir. Birim satış vergisi uygulanmadan önce 4 TL olan denge fiyatı, vergi sonrasında da 4 TL’dir. Yani, birim üzerine uygulanan satış vergisi tümüyle üretici tarafından yüklenilmektedir. Talep eğrisinin sonsuz esnek olduğu durumda üretici verginin hiçbir kısmını tüketiciye yansıtamamaktadır.

Talep eğrisinin sahip olduğu esneklik düzeylerini veri alarak yaptığımız açıklamaların ardından şimdi de arz eğrisinin esnekliğine bağlı olarak konuyu açıklamaya çalışalım. Öncelikli olarak arz eğrisinin sonsuz esnek olduğu varsayımından hareket edelim. Arz eğrisine ilişkin açıklamalarımızı yaparken, talep eğrisinin eğiminin 0 ile ∞ arasında olduğunu kabul edelim. Yani aşağıya doğru eğimli bir talep eğrisi yardımıyla açıklamalarımızı yapacağız. Bu şartlar altında, birim satış vergisi olmadan önce denge e1’de oluşacaktır. Bu noktaya karşılık gelen denge miktarı 115 bin litre iken, denge fiyatı 10 TL olarak meydana gelmektedir. Birim satış vergilerindeki 2 TL’lik artış, anında arz eğrisinin aynı miktarda yukarı kaymasına neden olacaktır. Bu durumda denge e2’de sağlanacak ve fiyat 12 TL olacaktır. Ancak, üreticinin eline 10 TL geçecek ve denge miktarı 80 bin litreye gerileyecektir. Arz eğrisinin esnekliğinin sonsuz olması nedeniyle, tüm vergi piyasa fiyatlarına yansıtıldığından, verginin tüm yüklenicisi tüketici olmaktadır.

Acaba verginin üretici değil de, tüketici tarafından ödenmesi durumunda açıklamalar da bir değişme olacak mıdır? Soruyu benzin örneği üzerinde yanıtlayacak olursak ve benzinin litre başına 2 TL’lik bir spesifik vergi konulduğunu ve bunun tüketici tarafından ödendiğini varsayalım. Bu durumda talep eğrisi sola kayacaktır. Çünkü firma sattığı her birim malda, tüketicinin ödediği fiyattan ödenecek vergi kadarlık eksik tahsilat yapacaktır. Denge düzeyinde iki talep eğrisi arasındaki açıklık vergi kadar olacaktır. Tüketici 4 TL öderken üreticinin eline 2 TL geçecektir. Spesifik vergi uygulamasından önce denge e1 noktasında oluşacaktır. Uygulanan vergi sonrasında denge e2 noktasına karşı gelen 80 litre ve (4-2)2 TL fiyat düzeyinde meydana gelecektir. Bu açıklamalarımızı Grafik 5.8 ile karşılaştırdığımızda dengenin benzer bir aşamaya sahip olduğu görülecektir. Diğer bir ifadeyle verginin tüketiciye ödettirilmesi durumunda da benzer etkilerle karşılaşılacaktır. Burada da vergi, fiyatların 4’e yükselmesine neden olmaktadır. Ancak yeni fiyat düzeyi verginin tümünü içermemektedir. Yani verginin bir kısmı tüketici tarafından üreticiye yansıtılmıştır. Örneğe bakıldığında ilk fiyatın 3 TL, ikinci fiyatın ise 4 TL olduğu görülmektedir. Bu durumda 2 TL’lik verginin sadece 1 TL’lik kısmı fiyatlara yansımıştır. Fiyatlara yansıyan kısmı tüketici tarafından ödendiğine göre geri kalan 1 TL üretici tarafından yüklenilmektedir. Dolayısıyla vergiyi ister üretici isterse tüketici ödesin fiyattaki artış ve vergi yükleri dağılımı değişmeyecektir.

Vergilere ilişkin tüm açıklamalarımızı şimdiye kadar spesifik vergiler için yaptık. Ama biliyoruz ki, hükûmetler ad valorem vergiler de uygulamaktadır. Bu vergiler spesifik vergilerin aksine, bir oran şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu vergilerin uygulanması durumunda fiyat ne kadar artarsa katlanılan vergi miktarı o kadar artacaktır. Açıklamalarımızı karşılaştırmalı ve verginin tüketici tarafından ödendiğini varsayımında yapacağız. Grafik 5.14’te çizilen örnekte, her litre benzin başına 2 TL vergi alınmaktadır. Denge durumunda 4 TL’nin 2 TL’si vergi olduğuna göre, bunu orana çevirdiğimizde, (2/4) %50 oranını elde ederiz. Vergi oransal olarak ifade edildiğinde bunlara ad valorem vergi denilir.

Grafik 5.14, spesifik vergi ve ad valorem vergilerin talep eğrilerini nasıl kaydırdığını göstermektedir. Spesifik bir vergi, daha önce de belirtildiği gibi, vergi öncesi durumu ifade eden D1 talep eğrisini paralel olarak DS konumuna kaydıracaktır. Ad valorem vergi de D1 talep eğrisini Da’ya kaydıracaktır. Ancak bu kayma paralel değildir. Çünkü, D1 ve Da arasındaki aralığı fiyat ve vergi oranın çarpımı belirleyecektir. Dolayısıyla düşük fiyat düzeylerinde aralık az iken, fiyat yükseldikçe iki doğru arasındaki aralık artmaktadır. Bilindiği gibi spesifik vergi miktar üzerinden alınıyordu. Yani benzinin litresi başına vergi alındığı için, benzinin fiyatı ne olursa olsun alınacak vergi 2 TL’dir. Yani her fiyat düzeyi için talep eğrisi bu vergi miktarı kadar sola kayacaktır. Her fiyatta vergi aynı olduğu için talep eğrisi paralel olarak sola kaymaktadır. Oysa, ad valorem vergide fiyata bir oran uygulanmaktadır. Yani benzinin fiyatı 4 TL ve vergi oranı %50 ise, litre başına açık 2 TL’dir. Ancak litre başına fiyatı 8 TL’ye çıkarsa ve vergi oranı aynıysa, açık 4 TL’ye çıkacaktır. Eğer litre başına benzin fiyatı 1 TL’ye düşerse, bu açık 0,5 TL olacaktır.

Bir Cevap Yazın