Kütle Çekim Kuvveti Nedir?

Serbest bıraktığımız bir cisim neden yere düşer? sorusu hepimizin “yerçekimi kuvveti” veya “kütle çekim kuvveti” cevapladığımız bir sorudur. Bu sorunun cevabı bilim tarihi boyunca Aristo, Galileo ve Newton’dan Einstein’a kadar birçok bilim insanının araştırma konusu olmuştur. Aristo (M.Ö.400 ) cisimlerin yere düşmesinin nedenini ait oldukları yere dönme eğilimi veya sahiplik kavramı olarak açıklamıştır. Deneysel fiziğin öncüsü Galileo (1562-1642), yaptığı deneysel çalışmalarla Aristo’nun bu fikrinin doğru olmadığını gösterdi. Aynı yükseklikten bırakılan bütün cisimlerin (hava direnci ihmal edildiğinde) ağırlığı ne olursa olsun aynı anda yere düştüğünü ispatladı. Alman astronom Kepler (1571-1630) gözlem ve araştırmalar yaparak gezegenlerin Güneş’in çevresinde dolanırken izledikleri yörüngeleri saptadı (Resim 3.7). Daha sonra İngiliz bilim insanı Sir İsaac Newton (sör ayzek nevtın), gezegenlerin belli yörüngeler izlemesinin nedenini bütün cisimlerin birbirine çekim kuvveti uygulaması olduğunu söyledi ve bu durumu “Kütle Çekim Yasası” ile açıkladı.

Gezegenlerin Güneş etrafında dönmesi (Resim 3.17), Ay’ın veya yapay uyduların Dünya etrafında dengeli bir şekilde yörüngelerinde dolanmaları kütle çekim kuvveti sayesindedir. Çevremize dikkatli baktığımızda ayağımızın yere basmasından nehirlerin akmasına birçok olayın nedeninin kütle çekim kuvveti olduğunu fark edebiliriz. Kütle Çekim kuvveti evrensel bir kuvvettir evrendeki tüm kütleler için geçerlidir. Okyanus ve denizlerde suların yükselmesi ve bir süre sonra eski hâline gelmesine “gelgit olayı” denir. Güneş ve uydumuz Ay’ın ve Dünya’ya çekim kuvveti uyguladığını biliyoruz tabii ki Dünya da Güneş ve Ay’a çekim kuvveti uygulamaktadır. Dünyamızın yüzeyindeki sular çekim kuvvetinden etkilenerek yükselirler. Dünya, Ay ve Güneşle aynı doğrultuda olduğu (yeniay ve dolunay) durumlarında suların yükselmesi maksimum değere ulaşır. Birçok ülke suların yükselip alçalmasını elektrik elde etmekte kullanmaktadır.

Bir Cevap Yazın